Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Cumartesi, Eylül 23, 2006

Türkiye Sosyal Forumu

Küresel sermayenin dünya çapında yürüttüğü ve her şeyi sermayeye ve sermayenin çıkarlarına tabii kılan neo-liberal saldırıya karsi cikan toplumsal hareketler, ağlar ve sivil toplum orgutleri 2001 yilindan itibaren sosyal forum adi verilen platformda dusuncelerini ve eylemlerini paylasiyor. Neoliberal politikalar alternatifler araniyor, baris mucadelesi genisletiliyor ve her turlu ayrimciliga ve irkciliga karsi duruluyor. Ilki 2001 yilinda Dunya Sosyal Forumu adiyla Brezilya’nin Porto Alegre sehrinde duzenlendi. Sonraki yillarda Bölgesel (Avrupa, Afrika,Akdeniz) ve Tematik (Demokrasi, Insan Haklari) Forumlarin sayisi artti. Sehirler hatta kentler kendi soyal forumlarini orgutlediler. Ulkemizde Istanbul sosyal Forumu adi altinda baslayan surec yeni bir evreye giriyor. Haziran 2005 tarihinde yapılan bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurulan Turkiye Sosyal Forumu (TSF) 30 Eylül - 1 Ekim'de İstanbul'da toplanıyor. Toplantılar Darphane-i Amire (Gülhane), İstanbul Gazeteciler Cemiyeti (Cağaloğlu) ve İstanbul Tabip Odası'nın (Cağaloğlu) salonlarında yapılacak. TSF'de 60'dan fazla kurum ve çevrenin düzenlediği 41 seminer ve atölye düzenleniyor. Sosyal Forum'da Neoliberal küreselleşmeye ve savaşa, özelleştirmelere ve yoksulluğa, iklim değişikliğine ve çevrenin yok edilmesine, demokratik haklara saldırılara, cinsiyetçiliğe ve ırkçılığa karşı "Başka Bir Dünya"nin ve Başka Bir Türkiye”nin nasil yaratilacagi tartisilacak.

Program oldukca zengin. Iste bazi konular:
Kadın Hareketi ve Sosyal Forum Süreçleri
Türkiye'nin Enerji Sorunları - Nükleer enerji santralleri, küresel ısınmanın yarattığı sorunlar ve nedenleri
Gecekondular, barınma hakkı ve kentsel dönüşüm
Sağlık Hakkı - Sağlık ve Sosyal Güvenlikte Özelleştirmeler

Programin tamamini pdf dosyasi halinde indirebilirsiniz www.sosyalforum.org sitesinden bakabilirsiniz.

Sosyal forum süresince veya daha öncesinde yapilacak iþlere gonullu olarakyardimci olmak isterseniz, Türkiye Sosyal Forum ofisine tsf@sosyalforum. org e-posta adresinden veya 0212 2433715 nolu telefondan ulasabilirsiniz.
Baska Bir Turkiye Mumkun

Perşembe, Eylül 21, 2006

Wikipedia- Çevre Portali

Wikipedia turkiye sitesindeki cevre portalinda asagidaki basliklar ilgi bekliyor.
Tiklayin
Biyolojik çeşitlilik
Atık yönetimi
Derin ekoloji
Yeşil politika
Çevreciler
Sürdürülebilir topluluk
Ekoloji hareketi
Yeşil hareket
Radikal çevrecilik


Wikipedia nedir ya da nasil katkida bulnabilirim diyorsaniz asagidaki baglantiya bakmanizda fayda var.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi

TIGANA’NIN COPLERI

Cizgi ve Yazi: Vahit akca

Dünyadaki hizli gelisme ve degismeler (küresel hizlanma!), futbola da yansiyor ve karsilasmalardakigüzelliklerin yanisira tribünlerde de ilginç olaylaryasaniyor.. yer yer siyasi hareketliligin detribünlere yansimasi sonucunda ortaya çikan ilgincgörüntüler, (bir tarafta irkci ve fasist diger taraftamarks-Engels ve Lenin pankartlari tasiyan komünisttaraftarlar) ardinda olumlu olumsuz izler ve soru isaretleri birakiyor...
Tigana cizimi; kürdan'in üzerinde belirtmememe ragmen, Tigana’nin bellegime kazinangörüntüsü ve Galatasaray-Besiktas derbisinden sonra‘hazmedilememis bir yenilgi’ olarak aklima düstü..
Tigana ilginc bir kisilik..
ben böylelerine 'bukalemuntipi direktör' diyorum..! sanirim gelen yabanci direktörlerin bir kismi icin bunu söylemek yanlis olmaz.. onların bazi hareketlerini, geldikleri ülkeye uyum göstermek adina, ülkeye özgü özellikleriyansitan, tipik geleneksel-görsel davranis bicimlerinikullanmak istemeleri gibi algiyorum.. Tigana'nin Türkiye'ye gelmeden önce kürdan çignemegibi bir aliskanligi var miydi bilmiyorum ama Türkinsaninin baska ülkelerde pek rastlanmayan yemeksonrasi kürdanla olan savasini, dünyada bilmeyenkalmamistir...Sanki Tigana, biraz da kendi ve takimina yansiyanbasarisizliklarini kapatma hissiyati veren kürdancigneme bulusuyla taraftari tavlamak ve sempatikgörünmek istiyor.. (bu arada, konuyla uzaktan-yakindanbir ilgisi olmasa da, Manchester maclarinin heyecaninikalbine ve beynine degilde, iki cene arasindaki sakizasikistiran, ünlü Sir Alex Ferguson’u da, anmadangeçmeyelim..”) Tigana’ninkine benzer ‘sempati toplama hareketleri’ daha önceleri deyasanmisti.. Souness’in Fener çimlerine GS bayragi dikmesi, Daum'un istiklal marsina katiliyor hissiyativeren agiz oynatmalari gibi...Kimbilir, belki bu da “ONCEDEN CALISILMIS!” bir taktiktir?

Tayland, Macaristan, Turkiye

Macaristan'da yalanlar aciga cikiyor, Basbakan istifaya yanasmiyor. Tayland'da darbe oluyor, devlet televizyonunda kahramanlik sarkilari caliyor. Butun olanlar ne kadar tanidik degil mi? Birgun gazetesinde Ahmet Cakmak Tayland, Macaristan ve Turkiye'nin ekonomik verilerini karsilastirmis. Olan biteni daha iyi anlamak icin ipuclari asagida.
Macaristanda yaşam standartları Tayland ve Türkiye'nin hayli üzerinde. Nitekim İnsani Kalkınma Endeksi'ne (İKE) bakıldığında Macaristan bu endekste 35., Tayland 73. ve Türkiye 94. sırada. İKE'de bir diğer gösterge daha var. Burada da ülkenin kişi başına gelir sırasındaki yeri ile İKE sıralamasındaki yeri arasındaki fark gösteriliyor. Sözkonusu rakam Macaristan için +5. Bu Macaristan halkının yaşam standardının ekonomik gücünün biraz üzerinde tutulduğunu gösteriyor. Tayland ve Türkiye içinse tam tersi geçerli. Macaristan için +5 olan bu sayı Tayland için -7, Türkiye içinse -18. Bu Tayland'ın, özellikle de Türkiye'nin ekonomik gücünü halkının yaşam standartlarına yansıtmakta son derece başarısız olduğunu gösteriyor.
Nitekim Tayland ve Türkiye'nin gelir dağılımı son derece bozuk. Gelir dağılımını gösteren Gini Katsayısı ne kadar yüksekse o ülkenin gelir dağılımının o ölçüde bozuk olduğu anlaşılıyor. Bu sayı Macaristan için 24.4, Türkiye için 42, Tayland için ise 51. Bunu başka göstergeler de doğruluyor. Sözgelimi Tayland'da işverenlerin kârlarından ödedikleri vergi oranı görece çok düşük.
MACARİSTAN NEDEN ZOR DURUMDA?Macaristan'da gelir dağılımının görece düzgün ve yaşam standartlarının görece iyi oluşunun nedeni eski rejimden kaynaklanıyor. Nitekim Macaristan şimdilerde Neoliberalizme uyum reformları yapıyor. Çünkü AB Macaris-tanı bu reformlara zorluyor. Oysa en kritik göstergelerden biri olan ihracatta yüksek teknolojili ürünlerin payına bakıldığında Macar ekonomisinin durumu yine iyi gözüküyor. Bu rakam yüzde 29.
Sorun Macaristan'ın ihraç ettiği yüksek teknoloji ürünleri ile ithal ettiği yüksek teknoloji ürünleri arasında ikinciler lehine değer farkı olması. Çünkü eski rejim ülkeyi sanayi-leştirmişti ama bu, günümüzün kârlı ileri teknoloji alanlarında değildi. Dolayısıyla Macaristan cari açık verdi. Ülkenin cari açığının milli gelirine oranı yüzde ıo'a yakın. Bu taşınabilecek bir rakam değil. Bu oran Türkiye için yüzde 6 civarında. Her iki ülkenin de temel sorunu bu. Dış borçları da o yüzden yüksek. Macaristan'ın ihracatının kısa vadeli borçlarını karşılama oranı yüzde 18. Tayland'ın ise sadece yüzde 10. Üç ülke arasında bu açıdan en kötü durumdaki ülke açık ara ile Türkiye: yüzde 34.
Tayland'ın ihracatında yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 30. Nitekim ülkenin cari açık derdi yok. Tayland iyi giden bir ekonomi. Sorunu gelir dağılımının çok kötü olması. Türkiye'nin sorunu ise hem gelir dağılımının bozuk olması hem de dış ticaret dengesinin bozuk olması. Macaristan ise halkının görece yüksek yaşam standartlarını taşıyamı-yor. Bunun için teknolojisinin kabuk değiştirmesi gerekiyor.
Macaristan'da yaşam standartlarının görece yüksek olduğunu yoksulluk oranlarına baktığımızda da görüyoruz. Bu ülkede yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı yüzde ıo'un altında. Tayland aynı rakamın kendisi için de yüzde 10 olduğunu iddia ediyor ama burada büyük bir çarpıtma var. Çünkü kişi başına gelir Tayland ve Türkiye'de birbirine çok yakın. Gelir dağılımı Tayland'da daha bozuk ve yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı Türkiye'de yüzde 20 iken Tayland'da yüzde 10. Uzmanlar bunun imkânsız olduğunu, yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranının Türkiye için yüzde 20'den, Tayland için ise yüzde ıo'dan çok daha fazla olduğunu söylüyorlar.

BAG- Vahit Akca


Vahit Akca Papa'nin yarattigi kriz(ler)i yorumlamaya devam ediyor

Çarşamba, Eylül 20, 2006

Bush- Vahit Akca

Salı, Eylül 19, 2006

BD'den once BD'de sonra - Vahit Akca

Cuma, Eylül 15, 2006

GD pirinc Avrupa'ya izinsiz girdi.

Cizgi-Vahit Akca
3 Eylul'de Gdo'ya Hayir Platformu'nun ABD'de uretilen ticari pirinçlere yasallasmamis genetigi degistirilmis pirincin karışmış olduğunu belirten basin aciklamasini yayinlamistim. ABD'den Avrupa'ya satilan pirinclerde de GD pirinc bulunfdugu haberleri gelmeye basladi. Fransiz Liberation gazetesinden ve www.swissinfo 'dan derleyip cevirdigim haberleri asagida bulabilirsiniz.
Greenpeace’in Paris’te Tang Frères adli dagitimci tarafinda satilan eristede BT – 63 pirincine rastlanildigini acikladiktan iki hafta sonra Avrupa Birligi LL6001 gdo pirincin Rotterdam’dan AB’ye girdigini acikladi. Henuz resmilesmeyen aciklamaya gore Fransa ve Isvec kendi metodlariyla uyguladiklari testlerdeki numunelerde GDO’ya rastlandi. Fransa’nin uyguladigi 20 testten 12’si negatif,7’si pozitif cikti. Bir testin sonucu hala bekleniyor. Hollanda, yaptigi incelemede Amerika’dan gelen 20000 ton pirincte dunyada ticari olarak satilmasina izin verilmeyen LL601 gdo pirincine rastlandigini acikladi. Ote yandan, Greenpeace’in Almanya’daki indirimli market ALDI’nin reyonlarinda gdolu pirince rastlandigi uyarisi yalanlandi. Alman zincir marketi su ana kadar herhangi bir gdolu urune rastlanmadigini ve sorusturmanin surdugunu soyledi. Liberation’un haberine yorum birakan bir okuyucu, ALDI’nin Almanya’daki web sitesinin “Bon Ri -parboiled rice" adli pirinci satin alan musterilerine urunu geri getirdikleri taktirde comertce odeme yapacagini okudugunu yazdi.

Habere ulasabileceginiz baglanti:
http://www.liberation.fr/actualite/terre/203984.FR.php

Genetigi degistirilmis pirinc Isvicre’yi de vurdu. Ulkenin en buyuk perakendecisi Migros Amerika’dan tedarik edilen pirinclerin Isvicre’de yasak olan gdo izine rastlangidigini dogruladi.
Migros LL601 pirinci koyduklari silolari muhurlediklerini soyledi faka

Perşembe, Eylül 14, 2006

12 Eylul - Vahit Akca

Çarşamba, Eylül 13, 2006

Onbireylul-Vahit Akca

Artik Yeter

www.bianet.org dan Kemal Ozmen'in haberi:
200 aşkın Kürt ve Türk aydın bugün (12 Eylül) bir bildiri yayınlayarak PKK'ye silahlı eylemlere ön koşulsuz olarak derhal son verme çağrısı yaptı.
Aralarında Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Saniyici ve Ticaret Odası Başkanı Kutbettin Arzu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Sevgi Göyçe, gazeteciler Murat Çelikkan, Zeynep Oral, İpek Çalışlar, akademisyenler Prof.Dr. İbrahim Kaboğlu Prof. Dr. Melek Göregenli, Prof.Dr. Fatma Gök, sosyolog Pınar Selek, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker'in de bulunduğu 200 aşkın kişi, "Herkesin demokratik toplumsal yaşama katılabilmesi ve toplumsal barışın sağlanması için, devletin tüm kurumlarının da gerekli yasal düzenlemeleri ve projeleri vakit geçirmeksizin gerçekleştirmesini istiyoruz" dedi.
Çağrının tam metni şöyle:
"Biz aşağıda imzası bulunan yurttaşlarSon günlerde yoğunlaşan şiddet ve çatışma ortamından kaygı duymakla kalmayıp, "Artık yeter!" diyoruz. İçinde bulunduğumuz son derece kritik dünya ve bölge koşullarında, çatışmaların sürmesinin, Türklerin ve Kürtlerin barış ve güven ortamında birlikte yaşamasını giderek zorlaştırdığını görüyor; geri dönüşü olanaksız kılacak gelişmelerden endişe ediyoruz.Hangi etnik kökenden olursa olsun, asker-sivil gençlerimizin, çocuklarımızın ölmesine; hepimizin yaşama hakkının, geleceğimizin, güvenliğimizin, özgürlüğümüzün tehdit altında kalmasına "hayır" diyoruz. Ülkemizde herkes için barış, herkes için adalet talep ediyoruz. Bugüne kadar şiddetle çözülemediği görülen sorunları barışçı yollardan çözmek mümkündür ve bu çözüm yalnızca bizim ellerimizdedir. Bin yıldır bu topraklar üzerinde birlikte yaşayan bizler, artık çocuklarımıza kalıcı bir barış bırakmak istiyoruz.Bugüne kadar kaybettiklerimizin acısını yüreklerimizde hissederek, bundan böyle başka hayatların karartılmaması için, umarız son defa sesleniyoruz: PKK silahlı eylemlere ön koşulsuz olarak derhal son vermelidir. Her türlü şiddet son bulmalı, sorunların barışçıl ve demokratik yollardan çözümüne olanak tanınmalıdır. Herkesin demokratik toplumsal yaşama katılabilmesi ve toplumsal barışın sağlanması için, devletin tüm kurumlarının da gerekli yasal düzenlemeleri ve projeleri vakit geçirmeksizin gerçekleştirmesini istiyoruz. Bunun bir zaaf değil bir ödev ve sorumluluk olduğu inancıyla, taleplerimizin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz."
Geçen yıl aralarında bu çağrı metninde de imzası bulunanların da yer aldığı 150 aydın PKK ve hükümete "silahlar sussun, çatışmalar dursun" çağrısı yapmıştı. Daha sonra açılama yapan 264 Kürt aydını da, bu çağrıya destek vermişti. (KÖ)

Pazartesi, Eylül 11, 2006

IraNukleer- Vahit Akca

Pazar, Eylül 10, 2006

Anket sonucu

Gunluk gazete tercihleriniz uzerine yaptigim anketi nihayet sonuclandirabildim. Blogun yer verdigi konulari dusunursek sonuclar pek sasirtici degil.Ilk uc sirayi Birgun, Cumhuriyet ve Radikal gazeteleri aldi. Cumhuriyet’in blog takip eden genc okurlari oldugunu hic dusunmemistim. Belki de orta yasli okurlardir bloga gelenler.Dorduncu sirada Evrensel var ve arkasindan Yeni Safak geliyor. Ana akim medyadan Hurriyet, Milliyet, Posta ve Aksam okurlari da blogu ziyaret edenlerden ama sayilari cok degil.Ham rakamlar ve yuzdeleri ise soyle: Toplam oy kullanan sayisi 122

Birgun :41 kisi, %34
Cumhuriyet:19 kisi, %16
Radikal:16 kisi, % 13
Evrensel:12 kisi % 10
Yeni Safak:9 kisi, % 7
Hurriyet:8 kisi, %7
Milliyet: 7 kisi %6
Posta: 7 kisi:%6
Aksam: 1 kisi,%1

Yeni ankette ziyaretcilerin hangi haftalik mizah dergisini okudugu sorusu var. Kustah dergisini de ekleyecektim ama son anda web sitesinden yayina ara verdigini ogrendim.Oylama baslamistir.Siklar : Leman, Penguen, ikisini de okuyorum hicbirini okumuyorum.

Cumartesi, Eylül 09, 2006

Uzun Yuruyus- Vahit Akca

Çarşamba, Eylül 06, 2006

Kına Gecesi- Vahit Akça

Turkiye toplumunun gucu milletvekillerine yetmedi. Tezkere cikti.Hayirli olsun.

Barışarock- Fotograflar Aysen Eren


Salı, Eylül 05, 2006

Rock'n Coke'da 1 milyon kusur YTL para harcanmis

Haber Medyatava'dan. Fazla yoruma gerek yok, tuketim kulturunun haberi bu kadar olur.Rock sisede durmaz diyerek 3 sene once baslayan Barisarock rock muzigin gercek adresini gosterdi bu sene bence.

ROCK'N COKE'DA 1 milyon 263 BİN YTL HARCANDI

04.09.2006 18:47 Hezarfen Havaalanı'nda gerçekleştirilen Rock'n Coke Festivali'nde, 22 bin 100 adet "CardRock" ile 2 günde 1 milyon 263 bin YTL harcandı.
Akbank'ın geliştirdiği "exi26 CardRock'la, festivalde bu yıl da katılımcıların yiyecek-içecek harcamalarını sorunsuz ve güvenli bir şekilde, nakit kullanmadan yapmalarının sağlandığı belirtildi. Akbank'ın gezici şube, 3 ATM ve 5 dolum noktasının yanı sıra, 300 kişilik "exi26 CardRock" ekibi ve özel kampanya çekilişi ile festival boyunca gençlerin yanında yer aldığı kaydedildi. Açıklamada, bakiyelerini harcamayan kart sahiplerine, kalanın iade edildiği, festival alanında kalan tutarlarını geri alamayanların ise 5-29 Eylül 2006 tarihleri arasında tüm Akbank şubelerinden alabilecekleri, hesapta kalan bakiyelerin ise "Hayata Artı Gençlik Fonu"na kaynak olarak aktarılacağı belirtildi.

Fotograflarla Barisarock- Aysen Eren




Barisarock 20006



Aysen Eren'in gozunden Barisarock 2006


Barisarock

Aysen Eren'in objektifinden Barisarock2006








Pazar, Eylül 03, 2006

ABD;ayikla princin tasini

ABD ; AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI…


GDO’lu ve GDO’suz ürünlerin birlikte ekilebilirliği (Co-existance) ni , genetiği değiştirilmiş ürünlerden normal ürünlere bir bulaşma (kontaminasyon) olamayacağını savunanlara , bunun mümkün olamadığını ispatlayan bir olay ABD de bir kez daha ortaya çıktı.
Hatırlanacağı üzere Mart 2005 tarihinde, bioteknoloji şirketi Syngenta’nın 4 yıl boyunca Amerikan çiftçilerine deneme amaçlı ve yasallaşmamış GD Mısır tohumu satması sonucunda, Avrupanın ABD den ithal etmiş olduğu mısırlarda yasadışı mısırın genleri tesbit edilmişti.Bu bulaşmanın tesbiti üzerine Avrupa Komisyonu kontamine olmuş mısırların AB ne ithalatını engellemek üzere “acil önlem ölçütleri (tehlike değerleri)” koymuştu. [1]

Amerikan pirinç borsasını ve Amerikan pirinç ihracatını ciddi bir kaosa sokan bu olay neydi?
31 temmuzda Alman biyoteknoloji şirketi Bayer Crop Science deneme aşamasında olan ve henüz yasallaşmamış (illegal) GD Uzun Pirinçlerine ait genleri Missouri ve Arkansas eyaletlerindeki ticari pirinç silolarında tesbit ettiklerini ABD Tarım Bakanlığına bildirdi.
18 ağustos tarihinde ABD Tarım Bakanlığı aşağıdaki açıklamayı yaptı; “Bayer Crop Science Şirketi , ABD Tarım Bakanlığı ve ABD Gıda İlaç Dairesi (FDA) ni bilgilendirerek ticareti yapılan uzun pirinçlerden alınan numunelerde iz miktarda Genetiği Değiştirilmiş (GD) pirince rastlandığını belirtmiştir.Her iki kurum da bilimsel verileri inceledikten sonra GD pirincin insan sağlığı , gıda güvenliği ve çevre konularında bir risk taşımadığı kanaatine varmışlardır.”

Açıklamanın devamında “Bayer ,GD yabani ot ilacına dayanıklı (Herbisit toleranslı) LL (Liberty Link) adı verilen proteine sahip birçok GD Ürün geliştirmiş olup bu ürünlerden 3 tanesi GDOlu Pirinçlerdir. Bahsi geçen bulaşma, LLRice 601 (LLPirinç 601) zincirine aittir ve yapılan analizlerde iz miktarda tesbit edilmiştir.LLRice 601 in tarla denemeleri 1998 ve 2001 yılları arasında yapılmıştır.” denmektedir.[2]

2006 yılı itibariyle ekilen mısırın % 61 i,pamuğun % 83 ü ,soyanın % 89 u GDO’lu olan [3] ABD’inde böyle bir kontaminasyonun devlet tarafından ciddiye alınmamasının bir nedeni LLRice 610 nda bulunan proteinin zaten diğer ürünler için onay almış olması ,ABD de insan gıdası ve hayvan yemi olarak güvenirliğinin tescil edilmiş , üretim ve ithalatının da yasal olarak yapılıyor olması şeklinde açıklandı. [4]

18 Ağustos tarihinde ABD hükümeti yetkililerinin ticari pirinçte GDO lu pirincin karışmış olduğunu bildirmelerinden hemen sonra Japonya , ABD den yaptığı uzun pirinç ithalatını durdurdu. [5] Keza, Güney Kore ABD yetkililerinin yoğun çabaları sonucunda ithalat yasaklamasına gitmedi ama ithal ettiği pirinçlerin GDO suz olmasına dair ABD’den devlet garantisi istedi. [6]

Avrupanın Tepkisi
ABD için en büyük Pazar olan Avrupa’dan da yasal olmayan GD Pirincin ithaline karşı büyük bir tepki geldi. AB nin 25 üyesinin yıllık olarak ithal ettikleri 300.000 ton pirincin % 85 ini ,mali değer olarak 70 milyon Euroluk bölümünü uzun pirinç oluşturmaktadır [7] ve bilindiği üzere AB’nde GDO’lu pirinç ithalatı halen yasaktır.

ABD yetkililerinin , ticari pazarda ilk kez yasallaşmamış GDO’lu bir pirincin bulunmuş olduğunu beyan etmelerinin ötesinde ABD’de ticari pirince bulaşmış GDO’lu pirincin hiçbir geri çağırma (recall) yada imha planı bulunmamaktadır.
Zaten ABD besin zincirindeki GDO bulaşmasının ne kadar olduğu hala bilinmemektedir.ABD Hükümetinin ve Tarım Bakanlığının göstermelik çabaları ABD halkını GDO lu ürünlerin potansiyel tehlikesinden korumaktan çok, tarım ürünleri ihracatının darbe yemesinden korktukları içindir.

ABD Tarım Bakanlığı pirinç ithalatçılarının isteği üzerine Mart 2005 den bu yana ihraç belgelerindeki “GDO içermemektedir” beyanını kaldırma kararı aldı. Çünkü bu son olay, ticari pirince GDO karışabileceğini ispat etmiştir ve bunu saptama imkanı olmadığı için, böyle bir beyanda bulunmanın da getireceği yasal yükümlülükler bulunmaktadır.

21 Ağustos tarihinde Friends of The Earth Europe (FOEE-Yeryüzü Dostları) ve Greenpeace yaptıkları açıklamalarda ABD den Pirinç ithalatının hemen durdurulmasını , kendi ülke vatandaşlarını düşünmeyen ABD hükümetinin Dünya ülkelerinin insan sağlığını da hiçe saymasının kabul edilemiyeceğini bildirmişlerdir. [8]

23 Ağustos günü Avrupa Komisyonu ABD’den kontamine olmuş uzun Pirinç ithalatının durdurulduğunu ,uzun pirinç ithalatlarında ithal edilen pirinçlerin yasadışı GD LLRice 601 olmadığına dair bir sertifika istenmesine, ithal pirinçlerin akredite laboratuvarlarda “acil önlem ölçütlerine (tehlike değerlerine)”göre test edileceklerini açıklamıştır.

AB Sağlık ve Tüketiciyi Koruma Komisyonu üyesi Markos Kyprianou, “ AB piyasasına girecek herhangi bir GD ürünün bilimsel temellere dayanan bir kontrol prüsedüründen geçmesini katı kurallara bağladık. Kayıtdışı GDO için hiçbir esneklik söz konusu değildir ve bunların AB besin zincirine dahil olmaları hiçbir şekilde sözkonusu olamaz. Bugün belirlediğimiz ölçütlerle, yasadışı GD ürünlerin kazara ithal edilemeyeceğini garanti altına almış durumdayız. AB tüketicileri, bu kuralların onlara sağladığı yüksek düzeydeki korumaya güvenebilirler” dedi.

AB besin güvenliği yasalarına göre, sadece bilimsel süreçlerden geçen ve bu şekilde kayıt altına alınmış GDO’lu ürünler AB pazarına girebilmektedir. Acil Önlem Ölçütlerin hemen yürürlüğe girmesi, ve altı ay içinde incelenmesi beklenmektedir.
Üye ülkeler, sınırlarından yapılacak ithalatı kontrol etmekle ve GDO bulaşık (kontamine) ürünlerin pazara çıkmasını engellemekle yükümlüdürler. Buna ek olarak, halihazırda pazarda bulunan ürünlerin de kontrol edilmesi ve bunların LLRice 601’den arınmış bulunduklarının belgelenmesi de üye ülkelerin yükümlülüğü altındadır. ABD’den pirinç ithal eden işletmeciler de, AB Gıda Güvenliği Yasasına göre pazara getirdikleri gıda ve yemlerin güvenliğinden, LLRice 601’in AB besin zincirine girmemesinden de sorumludurlar.
Gen bulaşmasının gündeme getirdiği önlemler içinde ithal edilen ürünlerde yasal olmayan GD ürün bulunması halinde malın ithal edildiği ülkeye geri gönderilmesi yada imha edilmesi sözkonusu olacaktır.
Bu tür acil önlemlerin söz konusu olduğu her durumda olduğu gibi, Komisyon , kararları üye ülkelerin uzmanlarının incelemesi için 10 gün süre vermiş,besin zinciri ve hayvan sağlığı komisyonun 25 ağustos’ta acil olarak toplanması kararlaştırılmıştır. [9]

AB’de onaylanmış GD pirinç var mı? Onaylanmayı bekleyen herhangi bir GD pirinç söz konusu mu?
Şu anda AB’nde tarımsal üretim amaçlı yada ithal iznine sahip hiçbir GD pirinç bulunmamaktadır.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) şu anda genetik olarak değiştirilmiş pirince ilişkin bir başvuruyu incelemektedir. Bu, Bayer’in LLRice 602 adlı ürünüdür ve söz konusu yasallaşmamış LLRice 601 ile aynı proteini içermektedir.
ABD-DTÖ- Türkiye pirinç krizi
Hatırlanacağı üzere 1981 yılından itibaren kronikleşen pirinç ithalatı Türkiye’yi pirinç ithalatında korumacı tedbirler almaya sevk etmiş ,bu tedbirler nedeniyle de ABD ile anlaşmazlığa düşülmüştü. Türkiye'nin pirinçte ithalat için getirdiği, yerli üreticiden alım yapma şartına itiraz eden ABD Hükümeti 2 kasım 2005 de Türkiyeyi DTÖ ne şikayet ederek 2003'ten beri Türkiye'ye pirinç ihracatının üçte iki oranında düşmesine neden olan ithalat lisans sistemine ilişkin şikayetlerinin incelenmesi için bir panel oluşturulmasını istemişti.
ABD, Dünya Ticaret Örgütü nezdinde Türkiye’ye karşı pirinç ithalatında Türkiye’nin ithalat lisanslama sisteminin dünya ticaret yasaları ile çeliştiği pirinç ihracatında çok yüksek tarife ve engeller koyduğu iddiası ile açılan dava sonrası, müzakerelerde ABD davayı kazanırsa ve Türkiye yine de ithalat engellerini kaldıramazsa, ABD Türkiye’den yaptığı ithal ürünlere misilleme niteliğinde ek vergi ve engel koyabileğini ima etmişti. Bu konunun olumlu yada olumsuz yönde hallolmasının DTÖ sistemine göre 1 yıl kadar sürebileceği belirtilmektedir.
Çeltik üretim açığı kadar ürün ithalatını sağlamak üzere, pirinç ithalatında tarife kontenjanı sistemi uygulayan Türkiye bu sistemde, belli miktarda ürünün yurtiçinden alınması şartıyla, 300 bin tona kadar pirinç veya pirinç karşılığı çeltik ithalatına izin vermektedir. Bu sistem kapsamında yapılan ithalatta da 2 puanlık gümrük vergisi indirimi uygulanmaktadır. Uygulamaya ilişkin kararname, 13 Eylül'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Tarife kontenjanı kapsamında 1 Kasım 2005-31 Temmuz 2006 döneminde ithalat yapılabilmektedir.

Bir talebimiz var
Bir yandan bu kriz sürerken şimdi de Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin AB’nin GDO’lu pirinç itlahatı konusunda aldığı önlemleri gözden geçirip ABD den ithal ettiği pirincin GDO’lu olup olmadığını sorgulaması gerekmektedir.

Devletin, insan sağlığı ve güvenli gıda için tüketici hakları konusuna hassasiyet gösterip halkına Amerika’nın GDO’lu Pirinçlerini yedirmemesi gerekmektedir.

GDO’ların riskleri ve ülkemizin GDO’lu ürünlerden uzak tutulmasını talep eden ve bu talebi 100.000 imza ile TBMM ne ileten kişi, kurum ve sivil toplum kuruluşları olarak Uluslar arası biyoteknoloji şirketlerinin Türkiye üzerindeki oyun ve hesaplarına bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.

Pirincin taşı bir şekilde ayıklanabilir ama GDO’lu pirinci ayıklamak ancak onu ekmemek yada ithal etmemekle mümkündür.[11]

Yetkililerin ve halkımızın dikkatine …

GDO’YA HAYIR PLATFORMU
27 Ağustos 2006

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator