Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Pazartesi, Şubat 28, 2005

Surdurulebilir Dayanisma

18 Ocak 2005’te, yani Guney Asya’yi vuran tsunami felaketinden 23 gun sonra Unicef Fransa Burosunda 90 bin posta birikmis. Daha once gorulmemis bir insani yardim kampanyasi için bireyler, dernekler, belediyeler, sirketler, okullar Unicef’in bagis çagrisina kulak vermisler. Ilk 48 saat içinde gerekli olabilecek yasamsal araçlari saglamaktan 4 yil içinde barinma, okul ve hastane gibi ihtiyaçlari gidermek için bu kisa surede toplanan yaklasik 25 milyon euro kullanilacak. Insana zaman zaman çok uzak gelen Birlesmis Milletlerin ve alt kurumlarinin onemini kriz zamanlarinda daha iyi anliyoruz. Surdurulebilir bir dayanisma için yalnizca savas ve dogal felaketleri beklemeden dayanisma aglarini gelistirmek, yardimdan ote isbirligini ve beraber uretme imkanlarini zorlamak gerekiyor. Ornegin Unicef’in etkinliklerinin % 40 ‘i acil durumlari kapsiyor. % 60’i uzun vadede cocuklarin sagligi, egitimi ve korunmasina ayrilmis. Unicef Fransa baskani Jacques Hintzy kameralar ayrildiktan sonra da kendilerinin felaket bolgesinde kalacaklarinin ve dunyanin diger bolgelerindeki kampanyalarinin (Ruanda, Kongo) unutulmamasi gerektigini belirtiyor.
www.unicef.org.tr

Perşembe, Şubat 24, 2005

Yesiller

Bugun itibariyle Fransiz Yesiller Partisi'ne uye oldum. Uye kartimi alabilmek için ufak bir islem yapmam gerekiyor. Oturdugum semtin sekreteri ile bulusup yesillerin isleyisi, ekoloji, turkiye'de çevre, fransiz siyasal yasami uzerine konustuk.Yerel, ulusal ve avrupa çapinda neler yapildigindan yapilabileceginden bahsettik. Somut anlamda neler anlamda yapabilecegimi gormek açisindan bu konusma bir baslangiç sayilabilir. Her ayin ikinci persembe gunu semt toplantisi yapiliyor. Grupta belirli bir hiyerarsi yok. En azindan teoride yok. Milletvekili, belediye baskani, danismanlar veya basit bir uye esit sartlarda bir araya geliyorlar. Henuz bir toplantiya katilmasam yesillerin kafamdaki imajina dayanarak oldukça ya da diger partilere nazaran daha demokratik oldugunu soyleyebilirim.
Not:Blog sitesi yaratmak gerçekten çok kolaymis.Gunluk gazetelerde gordugum blog'lari bu kadar kisa surede kullanacagim hiç aklima gelmemisti.Yalniz ilk aklima gelen isimler kayit aninda reddedildiginden blog için bir duzine isim girmek zorunda kaldim. Web uzerindeki diger bloglarin isimlerin baktim ( http://www.weblogs.com/) En sonunda Alterblogalisation’de karar kildim. Belki ileride degistiririm.

No Logo

Marka, reklam, pazarlama.Her an her yerde karşımıza çıkabilirler. Evde iletişim araçları vasıtasıyla ; ulaşım araçlarında ve sokakta ilan panoları,tabelalar, dijital ve bez afişlerle tüketmemizi isteyen sihirli cümlelere ve görüntülere maruz kalıyoruz. Bu hengameden görece uzak kalan birkaç yerden biri olan eğitim kurumları da reklamlardan ve markalardan nasibini almış gibi gözüküyor. Fransa’da Lyon Universitesin ogretim uyelerinden politiolog Paul Ariès’in öncülüğündeki « Markasız bir okul başlangıcı hareketi » dört yıldır şirketlerin okullarda boy göstermesine karşı kampanya yürütüyor.

Fransa’da 1936 yılından beri okullarda her türlü ticari marka veya ticari markaya teşvik yasaklanmış durumdaydı. 2001 yılında dönemin Sosyalist Partili Egitim Bakanı Jack Lang’ın imzasını taşıyan bir genelge ile çeşitli işbirliği antlaşmaları ve ticari yansızlık adı altında şirketlerin okul ortamına girmesi için kapı aralandı. İlkokullara kadar yaygınlaşan marka promosyonlarına örnek vermek gerekirse Nestlé dengeli kahvaltı sloganıyla Nesquick’in ve misir gevreğinin, Colgate-Signal diş sağliği eğitimi dolayısıyla diş macunlarının, Tampax ‘ilk regl » eğitim programı çerçevesinde kendi pedlerinin, Danone « keyifli beslenme » adi altında ürünlerinin reklamını yapmalarını sayabiliriz.(Kaynak : Décroissance dergisi)

Liebig ise sebzeler ve dengeli beslenme üzerine bir paket dağıtırken Mc Donalds palyaçosu Ronald’s’ın gösterileri ile sınıflarda ve kantinlerde reklamını yapıyor. Coca-Cola « şirketleri taniyalim » dosyası dağıtıyor ve Texas Instruments ve Casino kendi hesap makinelerinin kullanımını içeren stajlar düzenliyor.

Tüm bu girişimlerin altında çocukların da birer tüketici olduklarının saptanmasi yatıyor. 2001 yılında l’Institut de l’Enfant ( Çocuk Enstitüsü) tarafından yapılan bir araştırmada 18 yas altı çocukların aylık 3,5 milyar euro civarında alım gücüne sahip oldukları ve aile alışverişinin
% 45’ini etkiledikleri ortaya çıkmış. Pazarın büyüklüğü şirketlerin iştahını kabartmış durumda.

Özel şirketlerin okul yönetimleri ile anlaşarak öğrencilere « tüketimi öğretmek » ve « pedagojik yardım » adı altında markalarını sınıflara kadar ulaştırmasına bir tepki olarak doğan bu hareket aileleri, eğitimcileri ve öğrencileri marka diktatörlüğüne karşı durmaya
ve aşırı tüketime dur demeye çağırıyor. Sadece okulların sınırları içinde kalmayan bu inisiyatif, ulusal düzlemde de bir imza kampanyasıyla milletvekillerinden şirketlerin okullara girmesine olanak tanıyan genelgenin iptalini talep ediyorlar. Hareketin sözcüsü Paul Aries art arda gelen hükümetlerin bu genelgeyi iptal etmemelerinin nedeninin altında Avrupa’da egitimi geniş bir pazara çevirmek düşüncesi yattığını söylüyor.

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator