Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Cuma, Temmuz 25, 2008

Son Kumsal'a sansür

Karadeniz Sahil Yolu üzerine çektikleri belgeselin İnebolu'daki gösterimini kesen belediye başkanına tepki gösteren yönetmen Aydın Kudu "Küçük yerdeki küçük kralların merkezden korkusuyla bize uyguladığı bir sansür bu" dedi.
"Ben filmin AKP karşıtı olarak sunulmasını istemiyorum. Biz, Karadeniz halkının denizden nasıl koparıldığını ve bunu engelleyebilmek için filmin bir başlangıç olabileceğini söylemek istedik."
Bir açıklama yapan Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) de, keyfi sansür uygulamasını protesto etti ve herkesi sanatçılara destek vermeye çağırdı.
Tehdit ve hakaret
Kudu ve eşi Rüya Arzu Köksal, üç yıl boyunca otoyolun yapımını izleyerek oluşturdukları belgeseli 15 Temmuz'dan bu yana Karadeniz bölgesindeki birçok kasabada izleyicilerle paylaştı.
22 Temmuz'da İnebolu'da belediyenin de desteğiyle yapılan gösterimin yedinci dakikasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yolun açılışında yaptığı konuşmanın gösterilmesinin ardından Belediye Başkanı İdris Güleç filmi durdurdu.
Güleç, yönetmen Kudu'ya hakaret ederek "Defolun gidin buradan!" dedi. Ertesi gün Abana'da da gerekçe gösterilmeden filmin gösterimi engellendi.
"Muhatap bulamadık"
Kudu, "Başbakanı kötü gösterdiğimiz gibi bir sonuç çıkardılar. Biz belgeselin yapım aşamasında bu proje hakkında konuşabileceğimiz, bilgi alabileceğimiz hiçbir muhatap bulamadık. Başbakanın konuşmasını mecburen kullandık" dedi.
Erdoğan otoyolun açılışında şöyle demişti:
“Bu yol T.C. tarihinin gerçekleştirdiği en büyük modernleşme, kalkınma projelerinden biridir. Eşsiz tabiat güzelliklerine kavuşamayan milyonlarca vatandaşımız bu yol sayesinde nasıl da zengin ve güzel bir ülkede yaşadıklarını görecekler anlayacaklar. İnşallah bu Karadeniz sahil yolu İstanbul’un üçüncü köprüsüyle de bütünleşecek”
"Görmemek ve göstermemek istediler"
Köksal da, filme yapılan müdahalenin emeklerine, oradaki izleyicilere ve Karadeniz halkına saygısızlık olduğunu söyledi:
"Eğer filmin tamamını izleselerdi, Karadeniz halkının feryadını, sahil yoluna dair duygu ve düşüncelerini görebileceklerdi. Görmemek ve göstermemek istediler. Bu sansürcü zihniyeti kınıyoruz."
Son Kumsal
Kudu ve Köksal, "Son Kumsal"ı ve benzer çevre projelerini tüm Karadeniz sahilinde göstererek insanları bilinçlendirmeyi, kurtarılacak diğer plaj ve sahiller için duyarlılık yaratmayı hedefliyorlar.
Filmde 540 kilometrelik Samsun-Hopa sahil yolu üzerine, bölgede yaşayanlarla yapılmış röportajlar yer alıyor.
Film, 2008 Ankara Film Festivali'nde belgesel dalında üçüncülük ödülü almıştı.

BİA Haber Merkezi - İstanbul
24 Temmuz 2008, Perşembe
Ceyda ULUKAYA

Etiketler: ,

Çarşamba, Temmuz 23, 2008

Küresel Isınma ciddi bir problem midir?


Düzenli izlediğim bloglardan biri de Arab Environment Watch. Ürdünlü ekolojist,yazar ve araştırmacı Batir Wardam’ın Arap dünyasında çevresel sürdürülebilirlik için fikirleri, yenilikleri ve eğilimleri izlediği ve Arapça/İngilizce dillerinde yazdığı bir blog. Arap dünyasını pek bilmediğim gibi bu dünyanın çevre ile olan ilişkisi hakkında bir fikrim yoktu. Ara sıra Wardam’ın blogundaki başlıklardan bilgi kırıntıları edindim diyebilirim. Wardam 23 Temmuz tarihli son yazısında Washington merkezli Pew Research Centerın gerçekleştirdiği (fact tank olarak geçiyor, think tank’i biliyordum ama bunu ilk defa duydum) Pew Global Attitudes Survey’den bahsediyor.
Araştırmanın bir bölümü çevre konularına ayrılmış ve 24 ülkede çevre konusunda sorular yöneltilmiş. Küresel ısınmayı çok önemli bir problem olarak görenler arasında ilk sırayı % 92 ile Brezilya alıyo ve onu %82 ile Türkiye takip ediyor. Bu GfK Türkiye ve Arya Sponsorluk’un geçen sene yaptığı ve deneklerin %34’ünün gelecekte kendilerini en fazla korkutan gelişme olarak küresel ısınmayı saymaları ile birlikte okunabilir. Ürdünlü ekolojist sonuçlara herhalde üzülmüştür çünkü küresel ısınmayı çok ciddi bir problem olarak görmeyen ülkeler arasında Ürdün, Mısır ve Lübnan geliyor. ABD % 42 ile 24 ülkede sondan dördüncü. Son sırada ise % 24 ile Çin var. Çevreye en çok hangi ülke zara veriyor sorusuna Türkiye’den % 6 oranında Çin ve % 46 oranında ABD cevabı çıkmış. Bu tür araştırmaların gerçeği ( varsa tabii) ne kadar yansıttığı her zaman tartışma konusu olmuştur ama ben yine de
bu sonuçların mantıksız olmadığını düşünüyorum ve arkasında yatanları da gözden kaçırmayarak incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çevresel sürdürülebilirlik adına yeni sorular ve yeni politikalar geliştirmek istiyorsak daha çok bilgiye sahip olmalıyız.

Etiketler: , ,

Perşembe, Temmuz 17, 2008

20. Ekotopya Buluşması

20. Ekotopya Buluşması
9-23 Ağustos 2008
SİNOP/TÜRKİYE
Ekotopya, Avrupa’nın dört bir yanından çevresel ve sosyal konulara duyarlı gençlerin katıldığı, ilgisini çektiği uluslar arası bir buluşmadır. Ekotopya, 1989’dan beri her yaz farklı bir ülkede gerçekleşmektedir. Yerel çevreci gruplar ve Eyfa’nın( European Youth for Action) ortak çalışmalarıyla organize edilen bu buluşmanın 20.si Türkiye’de Sinop’ta düzenlenecektir.
Ekotopya çevresel, sosyal, siyasal ve diğer konularla ilgili öğrenme, bilgi ve deneyim paylaşma yeridir. Her yıl 200-600 kişinin katıldığı buluşmalarda, çevresel ve ekolojik konuların yanı sıra sosyal ve siyasal konularda fikirler paylaşılır, tartışmalar yapılır: küresel ısınma, ulaşım ve hareketlilik, genetiği değiştirilmiş organizmalar, organik yiyecekler, ekolojik yapılar, sürdürülebilir altyapı, küresel politika, alternatif medya, göçmenlik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, kültürel konular vb gibi konular bunlar içersinde sayılabilir.
Ekotopya her yıl farklı bir konuyu, yapılacağı yerin konumuna, ihtiyacına ve küresel çaptaki ilgiye göre ana tema olarak seçer. Bu nedenle, 9-23 Ağustos’ta Sinop’ta düzenlenecek Ekotopya’nın konusu “Yenilebilir ve Alternatif Enerjiler” olacak.
Ekotopya aynı zamanda oldukça işlevsel, doğayla uyumlu ve kendi kendine yeterli bir yaşam pratiğinin ilkelerini ortaya koyar. Vejeteryan mutfak, dönüştürülebilir atıklar, konsensus yoluyla karar verme, alternatif enerji bunlardan bir kaçıdır.
Ekotopyacılar, nerede olursa olsun yerel ve bölgesel konularda harekete geçer ve ekolojik problemlerle karşı karşıya gelmiş halkın ve çevrenin konuya ilgisine çekmeye ve onları mücadele yolları konusunda cesaretlendirmeye çalışır.
Ekotopya kendi kendine organize olmuş bir yapıdadır. Her katılımcı kampın rutin işleyişinden sorunların çözümüne, kararların alınmasına kadar sorumludur. Ve aynı zamanda herkes yaratıcı bir program hazırlanmasından da sorumludur. Programda yer almasını istediğiniz önerilerinizi şimdiden bizimle paylaşabilirsiniz.
Ekotopya’da ekorates adı verilen, alternatif bir ekonomik sistem geçerlidir. Buna göre kişinin yaşam standardı ve gelir düzeyi diğer varolan piyasa pazarlarının yerine geçer. Bu demek oluyor ki, Ekotopya’da yiyecek için ödediğiniz ücret, kendi ülkenizde, şehrinizde ödemek isteyeceğiniz miktarın aynısıdır.
http://www.ekolojikutopyalar.org/
e-posta : info@ekolojikutopyalar.org

Etiketler: ,

SERAGAZI EMİSYON ENVANTERİ, 2006

Toplam seragazı emisyonu 2006 yılında 331.8 Mt CO2 eşdeğerine yükseldi.

Ulusal Seragazı Emisyonları 1996 Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Rehberi kullanılarak hesaplanmıştır. Emisyon envanteri, enerji, endüstriyel prosesler, tarımsal faaliyetler ve atık bertarafından kaynaklanan, doğrudan seragazları olan karbon dioksit (CO2), metan (CH4), nitroz oksit (N2O) ve F-gazları ile dolaylı seragazları azot oksitler (NOx), metan dışı uçucu organik bileşikler (NMVOCs) ve karbon monoksit (CO) emisyonlarını kapsamaktadır. Arazi kullanımı ve arazi kullanım değişimlerinden kaynaklanan emisyonlar hesaplamalara dahil edilmemiştir.

Envanter sonuçlarına göre, toplam seragazı emisyonu CO2 eşdeğeri olarak 2006 yılında 331.8 milyon ton olarak tahmin edilmiştir. 2006 yılı emisyonlarında CO2 eşdeğeri olarak en büyük payı %78 ile enerji kaynaklı emisyonlar iken, ikinci sırayı %9 ile atık bertarafı ve üçüncü sırayı da %8 ile endüstriyel prosesler almaktadır.

CO2 eşdeğeri olarak 2006 yılı toplam seragazı emisyonu 1990 yılına göre %95 artış göstermiştir.

2006 yılında CO2 emisyonunda en yüksek artış %166 ile çevrim ve enerji sektöründe gözlendi

Türkiye’de, 2006 yılında 1990 yılına göre, CO2 emisyonunda en yüksek artış %166 ile çevrim ve enerji sektöründe gözlenmiştir. Bu değeri %105 ile imalat sanayi, %69 ile ulaştırma ve %42 ile diğer sektörler izlemektedir. 1990 yılına göre 2006 yılında toplam CO2 emisyonu %96 oranında artmıştır.

2006 yılında enerji kaynaklı CO2 emisyonlarının toplam CO2 emisyonları içindeki payı %92

2006 yılında toplam CO2 emisyonlarının yaklaşık olarak %92’si enerji kaynaklıdır. CH4 emisyonlarının %60’nın atık bertarafından, %32’sinin tarımsal faaliyetlerden, N20 emisyonlarının ise %66’sının endüstriyel proseslerden kaynaklandığı görülmüştür.

2006 yılında enerji kaynaklı CO2 emisyonu incelendiğinde, toplam CO2 emisyonunun %33’ünün çevrim ve enerji sektöründen kaynaklandığı, %28’inin sanayiden, %16’sının ulaştırma sektörü, geri kalan %15’inin ise diğer enerji sektörlerinden kaynaklandığı görülmüştür. Aynı yıl içerisinde toplam emisyonun %8’lik payı ise endüstriyel proseslerden kaynaklanmıştır.

Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/







Etiketler: , , ,

Pazar, Temmuz 13, 2008

Küresel Isınma-Anket sonucu

Son ankette küresel ısınmayı önlemek için neler yapıyorsunuz diye sormuştum. Aklıma yeni bir anket sorusu gelmediğinden bu anketi uzunca bir süre tutmak zorunda kaldım. Pazar günü nihayet yeni bir soru bulunca ve 200 kişinin de cevapladığını görünce sonlandırdım. Oylamaya katılanların 65'i enerji tasarrufu yaptığını söylemiş ki bu tüm katılanların üçte birine tekabül ediyor. Ardından 33 kişi ile"Az "tüketiyorum"diyenler geliyor. Bu iki şıkkın toplamı yüzde 50 ediyor. Bireylerin karbon ayak izlerini azaltmada bilinçlendiğini söyleyebiliriz. Tabii ki sadece bu ufacık anketin sonuçlarına bakmıyoruz. iklim değişikliğinin önüne geçebilmenin en zor ama etkili yollarından biri siyasi iktidarları, uluslararası kuruluşları uyarmak, farkındalıklarını arttırmak ve harekete geçmeleri için dönüştürmek. Siyasette ve sivil toplum faaliyetlerinde küresel ısınmayı ( uzmanlar küresel iklim değişikliği dememizi öneriyorlar çünkü tek parametre ısınma değil) ajandalarının başına yerleştirenler son yıllarda arttı. Çevreci sivil toplum örgütleri ile çalışanlar ve siyasi faaliyet yürütenlerin toplamı % 13 oranında gözüküyor. Bu mücadelede çevre eğitimi de genci yaşlısı ayırd etmeden büyük önem taşıyor. Anketimizde karşılığı % 8. Cevapların hepsini yapıyorum veya hiçbirini yapmıyorum diyenler birbirine yakın oranlarda: % 16-%14. Yenilenebilir enerji kullanımının ülkemizde bireysel boyuta inidirilmesi henüz çok zor olduğu bir gerçek. Bunun istisnası kıyı şeridindeki güneş panelleri olabilir. Ankette karşılığı %1.
Çevre yatırım fonu alıp almayacağınızı söylemek için yeni ankette oy kullanabilirsiniz.

Etiketler: ,

İki katliam, iki anma

2 Temmuz günü Yol TV Sivas katliamını protesto yürüyüşünü Sivas’tan canlı olarak olarak yayınladı. Yürüyüş sonrası siyasi parti temsilcileri, Alevi hareketinin temsilcileri ve sanatçılarla yapılacak Yolun Gündemi programı saat 16:00’dan itibaren Sivas Pir Sultan Cemevi önünden canlı yayınlandı.
13 Temmuz gunu Ülke TV (Eski Kanal 7 Haber) Srebrenitsa soykırımını anmak Bosna-Hersek’te canlı yayındaydı. Daha sonra Turktime’ın haberinden Kanal 24, TGRT Haber, TV Net, Ülke TV, TV 5, Dost TV ve Hilal TV’nin de anma törenlerini canlı aktaracağını öğrendim.
Unutturulmaması gereken iki katliam. Çok kısa bir sure önce din ve milliyetçilik motifleriyle insanlığa karsı islenmiş iki büyük suç. İnsanlığa karşı işlenmiş suçları lanetlerken mağdur seçme sansımız yoktur. Neden YOL TV’yi Bosna Hersek’te, Ulke TV’yi de Sivas’ta görmüyoruz. Yanlış kurumlardan olmayacak isler mi talep etmek bu? Her iki katliamı da bizlere tüm yönleri ile aktaracak bir daha tekrarlanmaması için elinden geleni yapacak bağımlı/bağımsız yayın organı yok mudur?

Fatih Altayli’nin kösesinde yer verdiği “Ne zaman adam oluruz” sorusuna Ülke TV’yi Sivas’ta, Yol TV’yi de Bosna’da gördüğümüzde yanıtını verebiliriz.

Etiketler:

Perşembe, Temmuz 03, 2008

Yeşilden yeşile pedal


Etiketler: , ,

Salı, Temmuz 01, 2008

Yeşiller Partisi kuruldu: 'Yaşanabilir bir dünya ve adil bir gelecek için'


[Sesonline.net] Makine mühendisi, akademisyen, sosyolog, doktor, yönetmen gibi farklı mesleklere sahip çok sayıda yurttaş bir araya gelerek Yeşiller Partisi’ni kurdu.


Türkiye’de çevreci politika geliştirmenin artık zorunluluk olduğunu belirten partililer, örgütlenme biçimleriyle de diğer siyasi partilerden farklı olduklarını, hiyerarşik bir yapı barındırmadıklarını, genel başkan yerine iki eş başkan sözcüye sahip olduklarını belirttiler.İçişleri Bakanlığı önünde bir araya gelen ve partilerinin simgesi olan ayçiçeği amblemini taşıyan üyeler adına konuşan eş sözcü Ümit Şahin, “Yaklaşık 6 yıldır süren örgütlenme çalışmalarımızın sonucunda 40 kurucu üyeyle birlikte İçişleri Bakanlığı’na yaptığımız başvuruyu, 'yaşanabilir bir dünya ve adil bir gelecek için' mücadele etme kararlılığımızla ilan ediyoruz” dedi.“YAŞAYARAK ÖĞRENDİK”Yaptıkları uzun tartışmaların sonucunda siyasi programlarını oluşturduklarını belirten Şahin, şunları kaydetti:“Örgütlenme ilkelerimiz ve çalışma yöntemimiz üzerinde uzun bir yaşayarak öğrenme süreci geçirdik. Türkiye’de görülmemiş demokrasi seviyesinde bir tüzükle yola çıktık. Çeşitli il ve ilçelerde yerel gruplar oluşturduk, uluslar arası dünya yeşilleriyle olan ilişkilerimizi geliştirerek, daha parti kurulmadan

Avrupa Yeşil Partisi’nin gözlemci üyeliğine kabul edildik, Akdeniz, Karadeniz ve Balkan Yeşil partilerinin bir araya geldiği yapılarda çalıştık, küresel yeşiller hareketinin parçası olduk.”Ekoloji mücadelesi yapan yerel hareketlerle de birlikte olduklarını belirten Şahin, “Ekoloji hareketinin büyümesi için destek vermeye, bu hareketleri politik düzeye taşımaya çalıştık. Savaş karşıtı harekette, sosyal forumlarda, nükleer enerjiye, küresel ısınmaya, sosyal hakların ortadan kaldırılmasına ve neoliberalizme karşı mücadele verilen ortak zeminlerde, farklı siyasi yapılardan dostlarımızla birlikte sokakta olduk” diye konuştu.“SOSYAL DEVLET YOK EDİLİYOR”Eş sözcü Bilge Contepe ise “Türkiye’de sosyal devlet yok ediliyor, çalışanların, kadınların, gençlerin, azınlıkların, fiziksel ve sosyal engellilerin hakları budanıyor. Toplumsal ve siyasal alanda muhafazakarlaşma artıyor, özgürlükler tırpanlanıyor” dedi.Demokrasi dışı çözüm arayışlarının ve şiddetin dilinin normal karşılayanların artmasını kaygı verici bulduklarını ifade eden Contepe, “Dünyanın ve Türkiye’nin geleceğine, demokratik yollarlar, politik ve insani bir müdahale gerekiyor. Doğaya uyum, sürdürülebilir yaşam için küresel düzeyde mücadele, erkek egemenliğinin ve şiddetin reddi, doğrudan demokrasi, yerellik, adil paylaşım, özgür yaşam ve çeşitliliğin korunması ilkeler doğrultusunda bir araya gelen ve uzun yıllardır bir toplumsal hareket olarak politika yapan Yeşiller artık partileşiyor” diye konuştu.Türkiye’nin tüm illerinde örgütlenme çabası veren partiye www.yesiller.org adresindeki internet sitesinden ulaşılabiliyor. Özlem Zorcan

Etiketler: ,

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator