Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Çarşamba, Aralık 31, 2008

YeşilİZ artık yok, bir eksiğiz

Çevre yayıncılığı 2009 yılına önemli bir kayıpla giriyor. Temmuz ayından bu yana abonesi olduğum, iki ayda bir yayınlan YeşilİZ dergisi kapandı.İlgi ile takip ettiğim, alıntı yaptığım ve çevreme önerdiğim bir yayındı.

Devamı için tıklayınız:

www.yesilgundem.blogspot.com

Etiketler:

Doğa için şikayet dilekçesi nasıl yazarım

Çevre konusunda ilgili makamlara dilekçe yazarak çevre ile ilgili olumsuzlukların düzeltilmesini istemek her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı'nın hem hakkı, hem de ödevidir. Anayasamızın 56. maddesi, "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir"; diyerek, çevre koruma konusunda vatandaşlara da sorumluluk yüklemiştir.
Anayasamızın, dilekçe hakkını düzenleyen 74. maddesinde, "Vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir"denilmektedir.
Doğa dostu vatandaşların çevrelerinde gördükleri doğa aleyhine uygulamalarla mücadele etmelerinin ilk ve en basit adımı, ilgili makamların, Anayasa ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Yasa ile güvence altına alınmış bir hak olan dilekçe yolu ile uyarılmasıdır. Dilekçe yazarken dikkat edilmesi gereken önemli konuların başında, dilekçenin muhatabının doğru seçilmesine dikkat etmek gelmelidir. Sözkonusu alan belediye sınırları içinde ise dilekçe belediyeye, sit alanıysa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluşu'na / Kültür Bakanlığı'na, Milli Park, Tabiatı Koruma Alanı, Av-Yaban Hayatı Koruma Alanı gibi Orman Bakanlığı'nca korunan alanların statüsünden birine sahipse Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü'ne, Ramsar, Bern Sözleşmeleri kapsamında korunan bir alansa ya da Çevre Yasası'na aykırı bir uygulama varsa Çevre İl Müdürlüğü'ne / Çevre Bakanlığı'na, gönderilmelidir. Aynı dilekçenin birden fazla kuruma gönderilmesi daha etkili olmasını sağlayabilir. Örneğin, belediye sınırları içinde belediyeye gönderilen dilekçenin ilin valiliğine ya da ilçenin kaymakamlığına da gönderilmesi birden fazla makamın dikkatini çekecektir. İlgili kamu kurum ve kuruluşları yanısıra çevre ile ilgili dernek ve vakıflar, yerel ve ulusal basın, meslek odaları, siyasi partiler gibi örgütlere dilekçe göndererek konuyu geniş bir tabana yaymak, hem konuya kamuoyunun dikkatini çekecek, hem de başarı şansını arttıracaktır.
Dilekçenin kime / kimlere yazılacağına karar verildikten sonra, sade ve anlaşılabilir bir içerikle olayın özü ve istem belirtilmelidir. Dilekçeyi yazan çevre derneği vb. bir kurumsa kendisini tanıtması, amaçlarından bahsetmesinde fayda vardır.
Dilekçede isteme konu olan alan net bir şekilde tanımlanmalı, bilinen bir koruma statüsü varsa (Milli Park, Tabiatı Koruma Alanı, Doğal Sit, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Ramsar Alanı, vb.) belirtilmeli, biliniyorsa hangi yasa ve yönetmeliklerin ihlal edildiğine değinilmeli, şikayet edilen uygulamanın ekolojik zararlarına dikkat çekilmeli, istem ve dilekçeye yasal süresi içinde cevap istendiği açık bir şekilde belirtilmelidir.
Dilekçeye, dilekçeyi yazanın adı, ünvanı, açık adresi ve diğer iletişim bilgileri de eklenmelidir.
Dilekçe metnine eklenmesinde fayda olan ekler varsa eklenmelidir. Şikayete/isteme konu olan alanla ilgili tezi destekleyebilecek fotoğraf, harita, diğer bilgi ve belgeler dilekçeye eklenebilir.
3071 sayılı yasanın 7. maddesinde, "Türk vatandaşlarının kendileri ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin safahatı hakkında dilekçe sahiplerine en geç iki ay içinde cevap verilir. İşlem safahatının duyurulması halinde alınan sonuç ayrıca bildirilir" denilmektedir. Süre konusunda tartışamaya neden olmamak için dilekçede mutlaka tarih olmalıdır. Dilekçenin yazıldığı tarihin yanısıra kamu kurumuna ulaştığı tarih de evrak kayıt numarası da dilekçenin takibinde önemli olduğundan, ilgili kurumdan öğrenilmelidir. Dilekçeye ilişkin alında belgesi, vb. belgeler varsa saklanmalıdır.
Yasal süresi olan 60 gün içimde cevap alınamayan dilekçeler aynı makama tekrar yazılabileceği gibi, Türk Ceza Yasası'nın 230. maddesi uyarınca dilekçeye zamanında cevap vermeyenlerle ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulabilir.
Dilekçe ile sonuç alınamazsa, dilekçe daha üst makamlara yazılabileceği gibi suç unsuru varsa Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda da bulunulabilir.
Doğaya duyarlı vatandaşların çok kısa zaman ayırarak yazabilecekleri bir dilekçe doğa korumacılıkta önemli kazanımlar sağlayabilir. Doğa korumacılıkta dilekçenin bir hak olduğu kadar anayasal bir ödev olduğu, doğaya zarar veren uygulamalarda temel savunma aracı olduğu her zaman hatırlanılmalıdır.

Etiketler:

Yılbaşı- Vahit Akça


Etiketler:

Salı, Aralık 30, 2008

Filistinli Çocuk- Vahit Akça


Etiketler:

Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu Türkiye'den proje bekliyor

Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu Türkiye'den proje bekliyor
Son başvuru tarihinin 15 Şubat 2009 olarak belirtildiği Küresel Çevre Fonu; (Global Environment Facility -GEF), BM Kalkınma Programı (UNDP), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Bankası tarafindan yönetilen, ortak bir çevre programıdır.
Misyonunu küresel çevrenin korunması şeklinde tanımlayan GEF, yerel ile küresel çevre sorunları, ulusal ile uluslararası kaynaklar arasındaki bağı kurmayı amaçlıyor. Görevi, idaresi, yönetimi ve iç usulleri, 1992 yılında Rio de Janeiro'da düzenlenen Dünya Zirvesi çıktılarına dayanan GEF, dört odak alandaki -biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, uluslararası sular ve ozon tabakasının delinmesi- projelere fon sağlayarak küresel çevre faydaları sağlamak amacı ile kurulmuştur. Bu odak alanlara, sonraki yıllarda, toprak bozulması, kalıcı organik kirleticiler (POPs) odak alanları da eklenmiştir.
GEF'in Uygulayıcı Kuruluşları, Dünya Bankası, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM Kalkınma Programı'dır (UNDP). Hükümetler büyük ölçekli GEF programından fon temin etmek için doğrudan başvurabilirler. Orta ölçekli GEF projeleri ise, hükümetler, sivil toplum kuruluşları (STK'lar), akademik kurumlar, ulusal ve uluslararası kurumlar ve özel sektör işletmeleri tarafından hazırlanabilir ve GEF desteği için sunulabilir. GEF'in büyük ölçeği 1 Milyon doların üzerindeki destekleri kapsarken, orta ölçeği 1 milyon dolara kadardır.
GEF'in bir parçası olan GEF Küçük Destek Programı (SGP), 50,000 dolara kadar olan projeler için, sadece sivil toplum kuruluşları ve topluluk örgütlerinin başvurularına açıktır.

Etiketler:

Pazartesi, Aralık 29, 2008

Krizin Faturasini odemiyoruz

1.Elektrik ve doğalgaz zamları geri çekilmelidir.
2. İşten çıkarmalar durdurulmalıdı r.
3. Kredi kartı borçlarına uygulanan faizler silinmelidir.
4. Temel ihtiyaç maddelerinin üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
5. Asgari ücret vergiden muaf tutulmalı, her kişiye asgari yurttaşlık geliri verilmelidir.
6. Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik parasız olmalıdır.
7. İşsizliği azaltmak için, ücret kaybı olmadan çalışma süreleri 35 saate düşürülmelidir.
8. Sigortasız ve güvencesiz çalıştırma engellenmelidir.
9. Kamu kaynakları silahlanmaya değil, sosyal hizmetlere harcanmalıdır.
10. Ev içi emek sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır.

Krize Karşı 10 Acil talebi desteklemek için

http://www.faturayi zenginlerodesin. com adresini ziyaret ediniz.

Etiketler:

Cumartesi, Aralık 27, 2008

Iplik Hayatlar


Basına ve Kamuoyuna,

5 tekstil işçisi kızkardeşimiz 29.12.2005 günü gece yarısı Bursa Çalı’da bulunan Özay Tekstil adlı işyerinde yanarak yaşamlarını yitirdiler. Ayşe, Gülden, Necla, Sevgi, Sadife ve güvencesiz, sigortasız çalışarak yaşamlarını kaybeden tüm kızkardeşlerimiz için 29 Aralık Pazartesi günü Saat:18.00’da Osmangazi Metro İstasyonunda basın açıklaması yapılacaktır.

Basın açıklamasından sonra sonra yanarak yaşamını yitiren 5 kadın işçinin konu edildiği, Kibar Dağlıyan Yiğit’in yönetmenliğini yaptığı “İplik Hayatlar” adlı belgeselin gala gecesi Nilüfer Konak Kültürevinde yapılacaktır. Belgesel gösteriminden sonra Ada Dans Tiyatrosunun oyunu sergilenecektir. Bursa Kadın Platformu’nun yaşamlarını kaybeden tesktil işçisi kadınlar için düzenlediği etkinliklerin duyurulması ve katılım hususunu bilgilerinize arz/rica ederiz.

Saygılarımızla

Bursa Kadın Platformu
Sekretaryası



Basın Açıklaması
Tarih : 29 Aralık Pazartesi
Saat : 18.00
Yer : Osmangazi Metro İstasyonu



Belgesel Gala ve Dans Tiyatrosu Gösterimi
Tarih : 29 Aralık Pazartesi
Saat : 19.30Yer : Nilüfer Konak Kültürev

Etiketler: ,

2008-2009 Vahit Akça


Etiketler:

Perşembe, Aralık 25, 2008

TÜRKİYE'DE ÇEVRE VE SİVİL TOPLUM: ÖRGÜTLENME VE SON EĞİLİMLER

TÜRKİYE'DE ÇEVRE VE SİVİL TOPLUM: ÖRGÜTLENME VE SON EĞİLİMLER

Yerelden küresele değişik düzeylerde birçok aktör, çevresel sorunların artış eğilimini tersine çevirmek için çalışıyor. Ülkemizde de sivil toplum kuruluşları ve toplumsal hareketler çevre sorunları hakkında farkındalık yaratmada ve çevre politikaları geliştirmede son yıllarda önemli rol oynuyor.

Devamı için tıklayınız

www.yesilgundem.blogspot.com

Etiketler: ,

Salı, Aralık 23, 2008

Çiftçi- Sen: Tarım Yaşamdır, Yaşatılmalıdır

Küresel kapitalizm içine sürüklendiği derin krizle birlikte yoksullaştırıcı ve yoksunlaştırıcı politikalarını daha da şiddetlendirdi. Bu politikalara karşı, emekçiler, yoksul halk kitleleri dünyanın her yerinde direnmeye çalışıyorlar. Bu politikalardan en çok etkilenen kesimlerden biri olan çiftçiler/köylüler ise kendi üretim biçimlerini ve yaşam tarzlarını sürdürmenin yollarını arıyorlar.

Çiftçiliği ortadan kaldırmaya, tarımı şirketleştirmeye programlanmış politikalar bu kriz ortamında tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de daha bir ivme kazandı. Çünkü Türkiye de ulusaşırı tarım ve gıda şirketleri ve onun yararına çalışmalar yürüten IMF ile girift ilişkiler içinde olan bir ülke.Dünyanın krize boynuna kadar gömüldüğü bu süreçte, Türkiye tarımı doğru yönetilirse yurttaşlarımız açlıkla karşılaşmayabilir. Krizle açlık buluşmayabilir.Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, tarım alanında bugüne kadar izlenen olitikalar yanlış. Bu politikalar uygulanmaya devam edildikçe, krizle açlığın buluşmasını engellemek mümkün olmayacaktır. Türkiye’nin gerçek bir tarım reformuna ve bunu başarmak için de bağımsız isteğe, güçlü bir inanca ihtiyacı var.Bugün 2 seçenek arasında bir tercih yapma zorunluluğuyla karşı karşıyayız:- Tarımı insanların ve diğer tüm canlıların yaşamını sürdürebilmesi için doğru yönetip yönlendirmek, yani gıdanın egemenliğini yeniden ele geçirmek;- Tarımı, şirketlere birikim ve sömürü alanı olacak şekilde terk etmek.Biz çiftçiler/köylüler gıda egemenliğini ele geçirmekten, tarım politikalarının üreticiler ve tüketiciler tarafından belirlenmesinden yanayız. Bu konuda tarafız.Bu amaçla Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak tarım ve krize ilişkin değerlendirmemizi ve çözüm önerilerimizi “Tarım Reel Sektördür” başlığı altında bir dosya halinde kamuoyu ile paylaşmayı uygun gördük. Saygılarımızla.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu
Ali Bülent ERDEM Abdullah AYSU
Genel Sekreter Genel Başkanı

Etiketler:

Pazartesi, Aralık 22, 2008

Mutlu yıllar- Vahit Akça


Etiketler:

Cumartesi, Aralık 20, 2008

TÜRKİYE EKOSOSYALİST FORUMU” ANKARA VE İSTANBUL'DA TOPLANIYOR

2009 Ocak ayı sonunda Brezilya'nın Belem kentinde Dünya Sosyal Forumu bünyesinde bir araya gelecek olan Dünya Ekososyalist İletişim Ağı'nda tartışılacak "ekososyalist manifesto" hazırlık toplantıları tüm hızıyla devam ediyor. Tartışma toplantıları, atölye çalışmaları derken Türkiye Ekososyalist Forumu, 21 Aralık Ankara ve 10 Ocak'ta İstanbul'da toplanıyor. Dünya Sosyal Forumuna Doğru “Ekososyalist Manifesto”, Komünist Manifesto’dan Ekososyalist Manifesto’ya, Ütopyalar, Toplumlar ve Gelecek, Kriz Çağında Dünyayı Kazanmak, Kentsizlerin Kentinde Eşitlik Ve Özgürlük, Kır ve Kent Çelişkisine Karşı Emek Eksenli Ekolojist Bir Politika gibi konuların tartışılacağı foruma tüm ilgililer davetlidir. Her gün binlerce insanın öldüğü, milyonlarca canlının yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Dünya ekonomisi savaşa dayalı bir politika üzerinde şekilleniyor. Kapitalizmin Amerika’dan yükselen krizini atlatacak çözümler doğanın ve emeğin yoksullaşmasına dayanıyor. Dünyayı çöküşe sürükleyecek politikalarından en ufak bir taviz vermeyen kapitalistler, dünyanın geleceğini göz göre yok oluşa sürüklüyor.Bu kapitalist dünyada yoksulların ekmeğe, havaya, suya ve toprağa kavuşması, nitelikli bir eğitim ve sağlık hakkından yararlanması, kendi geleceklerini kendilerinin kurmasının olanağı bulunmuyor. İçinden geçtiğimiz dünyada ekmek, su, hava, hürriyet satılık.Savaşa ve sömürüye dayalı bu politik hat içinden çıkılmaz sorunlarının çözümünü toplumun sırtına maliyet olarak yıkıyor. Yaşamak hak olmaktan çıkıyor.Nüfusun büyük çoğunluğu yoksullaşıyor ve bu yoksullaşma salt ekonomik bir yoksullaşma değil. Üretimin dışına itilen ya da düşük ücretle çalışmak zorunda kalan kitleler siyasal katılım yollarını da yitiriyorlar. Her türlü güvence, dayanışma, yardımlaşma ve siyasal alana katılma olanağını yitirmiş bu toplum kesimleri bir ve aynı zamanda yaşama haklarını da yitirmektedirler. Yaşama hakkı bugün bir direnme hakkına dönüşmeye başlamıştır.Mart 2009 yerel seçimlerine doğru, savaş koşulları altında yaşama mücadelesi verenleri, temel hak mücadelelerini, siyasal ve toplumsal hareketi zor bir dönem beklemektedir. AKP hükümeti eliyle yürütülen özelleştirme, serbestleştirme politikaları her gün daha büyük bir insan kitlesini yoksullaştırırken, doğa tahribatının boyutlarını da derinleştirmektedir. Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilecek seçimlere doğru istikrar ve kriz denklemi karşısında toplumsal bir güç odağının soldan inşasının nasıl mümkün olacağını tartmak gerekmektedir.
Ekososyalist Forum tam da bu şartlarda düzenlenmektedir:
Varlık koşulu atık ve artık üretmeye dayalı bu kapitalist-liberal-muhafazakar sistem doğayı ve emeği özgürleştirecek bir yönelim sergilemiyor. Ekososyalist Forum bu zeminlerin yaratılmasına bir katkı niyetiyle örgütlenmektedir. Toplumsal mücadelenin siyasal özneleri olarak ortaya çıkmaya başlayan kır ve kent yoksulları, kadınlar, işçiler, işsizler, mülksüzleşmeye başlayan çiftçiler ve köylülerin ortak bir mücadele zeminde nasıl örgütleneceği sorunu önümüzde durmaktadır.
Kapitalizmin yıkıcılığının, militarist, muhafazakâr ve liberal tarzlarda yeniden hortlatıldığı, kalkınmacı, sivil toplumcu, yönetişimci bakış açılarının ele geçirdiği kamu anlayışının alt üst edilmesi için çok özneli bir kamusal alan ve özyönetim deneyimlerine kapı aralamasını umut ettiğimiz Ekososyalist Forum “bütün mümkünlerin kıyısında” olduğumuzu açığa çıkartacak bir çoğulculuktan beslenmektedir. Ekososyalist Forum enternasyonal deneyimlerin izleğinde, 21. yüzyılda nasıl yaşamalı sorusuna yanıt arayacaktır. Bu nedenle, Dünyayı ve Türkiye’yi yaşanır kılmak için bir araya geliyoruz. Sorularımızı ve mücadelemizi ortaklaştırmak, yaşanabilir bir dünya deneyimlerini toplumsallaştırma amacıyla 21 Aralık 2008 tarihinde Ankara’da, 10 Ocak 2009 tarihinde İstanbul’da Ekososyalist Forum’da buluşmaya davet ediyoruz.
TAM METİN İÇİN:
EKOSOSYALİST FORUM ANKARA
21.12.2008
11.00- 11.15 Dünya Sosyal Forumuna Doğru “Ekososyalist Manifesto” Stefo Benlisoy
11.15-11.30 Komünist Manifesto’dan Ekososyalist Manifesto’ya Cenk Yiğiter
11.30-11.45 Avrupa Sosyal Forumu’nun DeneyimleriGökçen Özdemir
11.45-12.00 Avrupa Sosyal Forumu ve TürkiyeFatih Söyler
12.00-12.15 Ara
12.15-12.30 Kriz Çağında Dünyayı KazanmakYılmaz Kilim
12.30-12.45 Kentsizlerin Kentinde Eşitlik Ve ÖzgürlükCeren Gamze Yaşar
12.45.-13.00 Sağlığın Ve Tıbbın Toplumsallaştırılması Kızılca Yürür
13.00-13.45 Ara: Öğle Yemeği
14.00-14.15 Ataerkil ve Cinsiyetçi Yarılmaya Karşı Mücadele Ecehan Balta
14.15-15.00 Ütopyalar, Toplumlar ve Gelecek Ayhan Yalçınkaya
15.00.-18.00 FORUM: Ekososyalist Bir Gelecek İçin Nasıl Bir Üretim Nasıl Bir Yönetim
YER: Ihlamur Sokak No: 1 Kızılay / ANKARA (Ankara Barosu ABEM Toplantı Salonu) Danıştay Karşısı
SAAT: 11.00.-18.00
EKOSOSYALİST FORUM İSTANBUL
10.1.200910.00-10.15 Dünya Sosyal Forumu ve Toplumsal Mücadeleler Fırat Genç
10.15.10.30 Kır ve Kent Çelişkisine Karşı Emek Eksenli Ekolojist Bir PolitikaFevzi Özlüer
10.30.10.45 Nükleer Santrallere Karşı Mücadele ve Nasıl Bir Enerji Zeki Karataş
10.45.11.00 Gıda Egemenliği ve GDO Karşıtı MücadeleArca Atay
11.00-11.15 Ara
11.15.11.30 Finansal Kapitalizm Çağında “Altın” Muammer Sakaryalı
11.30. 11.45 Yirmibirinci Yüzyılda Su Ahmet Atalık
11.45-12.00 Enternasyonel Bir Hukuk: Ortak Miras Ilgın Özkaya 12.00-12.15Şirketlerin HukukuArif Ali Cangı
12.15.12.30 Kırda Direniş İçin Sendikalaşma Abdullah Aysu
12.30.13.00 Ekolojik Yaşam İçin Ortak Üreticiler ToplumuBerin Ertürk
13.00-14.00 Ara: Öğle Yemeği
14.00-17.00 FORUM: Ekososyalist Bir Gelecek İçin Nasıl Bir Üretim Nasıl Bir YönetimYER: TMMOB Makina Mühendisleri OdasıKatip Mustafa Çelebi Mah.Beyoglu, İpek Sk. No:13 – İstanbul
SAAT: 10.00-17.00
Kaynak:





Etiketler:

Cuma, Aralık 19, 2008

ALO BOZUK BİLGİSAYARIMI GELİP ALIN HATTI

Kadıköy de başlayan yeni uygulama ile evlerinde yada işyerlerinde bilgisayar, disk, klavye, monitör, yazıcı, tarayıcı gibi elektronik atıklar bulunan kişiler, Kadıköy Belediyesi’nin yeni kurduğu Atık Koordinasyon Merkezi’nin 0216 414 38 15 (6 hat) nolu telefonlarını arayarak, elektronik atıklarının sağlıklı bir şekilde evlerinden ya da işyerlerinden özel araçlarla alınmasını sağlayacaklar. Tüm bunların yanında Kadıköy Belediyesi Atık Koordinasyon Merkezi, Kadıköy Belediyesi’nin Çevre ve Temizlik İşleri Müdürlüğünün farklı birimleriyle topladığı ambalaj atıkları, atık kızartmalık yağlar, atık piller, tıbbi atıklar, tadilat atıkları, hurda lastikler gibi atıklarında tek bir merkezden toplanması ve koordinasyonunu da yönetecek. Kadıköylülerin 0216 414 38 15 (6 hat) nolu telefonları arayarak hem atıklarını güvenli ellere teslim edecekler hem de çevreye zararsız yöntemlerle geri kazanımını, dönüşümünü ve yok edilmesini de sağlamış olacaklar.
Daha fazla bilgi icin www.eatik.kadikoy.bel.tr

Etiketler:

Perşembe, Aralık 18, 2008

Sonbahar

Yusuf 1997 yılında 22 yaşında üniversite öğrencisi iken girdiği cezaevinden, 10 yıl sonra sağlık nedenleriyle tahliye edilir. Yusuf 'u, cezaevinden çıkıp geldiği Doğu Karadenizde ki köyünde bir tek yaşlı ve hasta annesi karşılar. O cezaevinde iken babası ölmüş, ablası ise evlenip büyük bir kente taşınmıştır.Ekonomik nedenlerle sadece yaşlıların kaldığı bu dağ köyünde Yusuf bir tek çocukluk arkadaşı Mikail ile görüşmektedir. Sonbaharın kendini yavaş yavaş kışa teslim ettiği günlerde, Yusuf Mikail ile gittiği bir meyhanede fahişelik yapan genç ve güzel Gürcü kızı Eka ile karşılaşır. Farklı dünyalardan gelen bu iki insanın birlikteliği için ne zaman ne de koşullar uygundur. Yine de Yusuf için aşk son bir kez hayata tutunma ve kendi yalnızlığından sıyrılma çabasına dönüşür. Eka içinse Yusuf bu dünyadan çok uzakta, hatta şimdiki zamanda yaşamayan, Rus romanlarından kaçmış bir karakterdir.90 sonrasını arka planına alarak bir dönemin ironisini, acımasızlığını ve gerçekliğini ele alan filmde, yakın tarih hem belgeleniyor hem de eleştirel bir süzgeçten geçiriliyor.

Etiketler:

Çarşamba, Aralık 17, 2008

Bye Bye- Vahit Akça


Etiketler:

Alternatif Su Forumu program süreci başladı

20-21-22 Mart 2009'da Santalİstanbul'da yapılacak Alternatif Su Forumu program süreci başladı.
Yapacağımız forumun programını, uluslar arası bir danışma sürecinin sonunda ve sosyal forumlar üzerinden somutlanan birlik içinde çeşitlilik anlayışıyla oluşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede sizler de Suyuma Dokunma Kampanya Çağrısı'nı benimsiyorsanız, örgütünüz adına foruma bir etkinlik önerebilirsiniz. Bunun için bağlantıdaki formu doldurup iletisim@alternatifsuforumuorg adresine göndermeniz yeterli.
İçeiklere kısa bağlantılar:·
Giriş ·
Türkiye Hükümeti Dünya Su Forumu'ndan ne bekliyor? ·
Türkiye'de sosyal hareketler Dünya Su Forumu'na dönük neler yapacak? ·
Alternatif Su Forumu'nun programı nasıl oluşacak?
Temalar Etkinlikler, toplantı türleri ·
Lojistik bilgiler ·
17 Ocak Uluslar arası Hazırlık Toplantısı ·
İletişim ·
Etkinlik öneri formu ·
Suyuma Dokunma Kampanyası Hakkında, Destekleyen Örgütler
Dokumanı word (.doc) formatında incelemek için:http://alternatifsuforumu.org/AlternatifSuForumudosya.doc
Ya da:http://alternatifsuforumu.org/index.php?option=com_content&task=view&id=36&Itemid=1

Suyuma Dokunma Kampanyasıhttp://www.alternatifsuforumuorg iletisim@alternatifsuforumu.org

Etiketler:

Salı, Aralık 16, 2008

İnsan Hakları- Vahit Akça


Etiketler:

Pazartesi, Aralık 15, 2008

İklim Zirvesi'nden görüntüler

KÜRESEL ISINMAYI DURDUR DÜNYAYI DEĞİŞTİR6 Aralık İklim Zirvesinden video görüntüler
Basın Açıklaması- Harun Tekin
Görüşler - Mehmet Ali Alabora
http://www.yesilgundem.blogspot.com/

Etiketler:

7. TÜRKİYE YEŞİL DİYALOG TOPLANTISI

7. TÜRKİYE YEŞİL DİYALOG TOPLANTISI
19-21 Aralık 2008, İstanbul, Taxim Hill Oteli

PROGRAM

19 Aralık 2008 Cuma

18:00-20:30 FORUM - İNANÇ, DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Aslı Delikara (moderatör)
Hüseyin Güngör (moderatör)
Ayhan Bilgen
Cafer Solgun
Dilaver Demirağ
Fethi Bölükgiray
Neslihan Akbulut
Orhan Miroğlu
Pınar Selek
Rober Koptaş
Rodi Yüzbaşı
Temel Demirer

20 Aralık 2008 Cumartesi

9:00-10:00 – KAYIT

10:00-10:30 – AÇILIŞ

10:30-12:30 PANEL – TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİ: DURAKLAMA MI, KOPUS MU?
Sevgi Mutlu (moderatör)
Ali Yurttagül
Cengiz Aktar
Büşra Ersanlı (kesinleşmedi)
Ümit Şahin

12:30-13:30 ÖĞLE ARASI

13:30-15:30 PANEL – EKONOMİK KRİZ: NEDEN? KİME? NEREYE?
Aysen Ataseven (moderatör)
Prof. Dr. Ahmet Tonak
Prof. Dr. Meryem Koray
Ahmet Atıl Aşıcı
Sevil Turan

15:30-16:00 ARA

16:00-18:00 PANEL – TERMİK SANTRALLARA KARŞI MÜCADELE
Nursel Modan Şengür (moderatör)
Özgür Gürbüz
Figen Doran
Bilge Contepe

21 Aralık 2008 Pazar

10:00-13:00 ATÖLYE ÇALIŞMASI – POLİS DEVLETİ VE ŞİDDET
Ayşe Akdeniz, Serkan Köybaşı (kolaylaştırıcı)
Davetli kuruluşlar arasında: Helsinki Yurttaşlar Derneği, Lambda, Af Örgütü, Amargi, ...
Atölye çalışması katılıma açıktır.
Sonuçta bir bildirge yayınlanması ve bir kampanya fikrinin tartışılması amaçlanmaktadır.

13:00-14:00 ÖĞLE ARASI

14:00-18:00 YEŞİLLER PARTİSİ TOPLANTISI

Etiketler:

Özür diliyorum


1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.

Etiketler:

Pazar, Aralık 14, 2008

Ekoloji Sohbetleri 4

Tarih : 18 ARALIK 2008
Konu: Via Campesina ve Türkiye'de Çiftçi Örgütlenmeleri
Konuşmacılar : Abdullah Aysu & Zeynep Gambetti
Türkiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu başkanı Abdullah Aysu ve Boğaziçi Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü öğretim üyesi Zeynep Gambetti, topraksızlar hareketi olarak bilinen, Brezilya kökenli Via Campesina örgütlenmesinin Mozambik'teki uluslararası kongresine katıldılar.Topraksı z tarım işçileri, küçük çiftçiler ve köylülerin uluslararası şirketlere ve insanların çıkarlarına aykırı devlet politikalarına karşı direnişinin en önemli merkezlerinden biri olan Via Campesina'da hangi güncel tartışmaların yürütüldüğünü kendilerinden öğreneceğiz. Yer : TMMOB Makina Mühendisleri Odasi
Katip Mustafa Çelebi Mah. Beyoglu İpek Sk. No:13 İstanbul
Saat : 19 : 00
Düzenleyen : GDO'ya Hayır Platformu

Etiketler:

Cuma, Aralık 05, 2008

Yasar Kemal - Vahit Akça


Etiketler:

Salı, Aralık 02, 2008

Düşük Karbon Ekonomisine doğru


Geçen hafta İngiltere’de, iklim değişikliği ile mücadelede büyük bir adım atıldı. Parlamento, 2050'ye kadar sera etkisi yaratan gazların atmosfere salımının % 80 azaltılmasını öngören kanun tasarısını kabul etti ve dünyada sergazlarının azaltılması konusunda uzun dönemde bağlayıcı karar alan tek ülke oldu.

Devamı için tıklayınız:
www.yesilgundem.blogspot.com

Etiketler: ,

Ekoloji Sohbetleri


Tarih :4 ARALIK 2008
Konu:Slow Food
Konuşmacılar :Berin Ertürk & Filiz Telek
İtalya, Toscana'da ekim ayında düzenlenen Slow Food kongresine katılan arkadaşlarımızdan son haberleri alacağız. İtalya’dan başlayıp giderek dünyaya yayılan slow food (sakin yemek) hareketi, köylerde kentlerde daha sürdürülebilir, doğanın farkında ve sakin yaşam tarzlarının denenmesine odaklanıyor. İstanbul'da yaşayan herkes için yaşamın temposunu biraz düşürmenin acil bir yaşamsal gereksinim olduğunu düşünerek, slow food hareketinde son durumu izleyecek ve tartışacağız.

Yer :TMMOB Makina Mühendisleri Odası,Katip Mustafa Çelebi Mah. İpek Sk. No:13 Beyoğlu – İstanbul
Saat :19 : 00

Düzenleyen :GDO'ya Hayır Plaformu

Etiketler:

Pazartesi, Aralık 01, 2008

KURESEL ISINMAYI DURDUR DUNYAYI DEGISTIR

KURESEL ISINMAYI DURDUR DUNYAYI DEGISTIR
6 ARALIK IKLIM ZIRVESI PROGRAMI

ISTANBUL
12.00- Basın aciklamasi: Kuresel isinmayi durdur, Dunyayi degistir Yer: Besiktas Meydani 14.30- Forum/ Aktivistler ve Kampanya sozculerinin katilimiylaTurk Tabipler Birligi (TTB), Petrol-Is Sendikasi, DSSK, Egitim-Sen 2 No'lu Sube,Yesiller Partisi, Greenpeace, Ciftci Sendikalari Konfederasyonu, Kuresel BAK, DogaDernegi, Acik Radyo, KEG, Uluslararası Af Orgutu, Munzur u Koruma Kurulu, Hasankeyfi Yasatma Girisimi, Suyuma Dokunma Kampanyasi, DSIPHarun Tekin, Serap Yagiz, Taner Ongur, Mehmet Ali Alabora, Zeynep Casalini

16.30- Polonya/ Poznan eylemleri ile goruntulu canli baglanti (Umit Sahin veGreenpeace in katkilariyla)
16.45- Kuresel Eylem Grubu mitingleri slayt gosterimi

17.00- Film gosterimleriUyan, Kafayi Ye, Sonra da Aklini Basina Topla / Leo MurrayThe story of stuff /Annie Leonard

18.00'dan itibaren konserMarsis, Beton Orman dan… King Seroman Regaae Dj Set, Sultan Tunc ve Dub KurtulusBandosu, Iya Waves

Etkinlik adresi: CADIR BAR, Koyici Cad. No:10, Besiktas/ ISTANBUL
Tel:0555-863 16 36

Kuresel Eylem Grubu (KEG)Web sitesi: http://www.kureseleylem.org/
E-posta: iletisim@kureseleylem.org
Tel: 0555 863 16 36

Yesiller PartisiBeyoglu Yesil Ev: Istiklal cad. Balo sok. No:21 Kat:1 Beyoglu - IstanbulTel: 212-244 77 80 ve 533-362 02 13

Kadikoy Yesil EvHaci Sukru Sok. No:39/1 Kadikoy - IstanbulTel: 216-418 72 92 ve 536-968 23 99
http://mail.bahcesehir.edu.tr/src/compose.php?send_to=yesillerbilgi%40yahoo.com.tr -
yesillerinfo@yesiller.org
http://www.yesiller.org/
http://www.yesilgazete.org/

Etiketler:

EUROSOLAR Türkiye 2008 Güneş Ödülleri Sahiplerini Buldu


EUROSOLAR Türkiye’nin yenilenebilir enerjiler uygulamaları, sürdürülebilirlik başlıkları ile verdiği ‘Güneş Ödülleri’ , 26 Kasım 2008 akşamı, Marmara Üniversitesi’nin Sultanahmet Rektörlük Konferans Salonu’nda sahiplerini buldu.

2008 ödüllerine başvuru yapan adaylardan dördü ödüle değer bulundular.

Dikili Belediyesi’nin Yerel Yönetimler kategorisindeki ödülü Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’e, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Erhan Karaçay tarafından verildi.

Muğla Üniversitesi’nin Eğitim kategorisindeki ödülü Muğla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik’e EUROSOLAR Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Doç Dr. Tanay Sıdkı Uyar tarafından verildi.

SEM Mühendislik Firması’nın Yenilenebilir Enerji Kullanan Mekânlar kategorisindeki ödülü SEM Mühendislik Koordinatörü Can Hasanoğlu’ na Makine Mühendisleri İstanbul Şubesi Başkanı İlter Çevik tarafından verildi.

Yüksek Mimar Çelik Eren Gezgin’in Mimarlık kategorisindeki ödülü EUROSOLAR Türkiye Başkan Yardımcısı Erol Demirer tarafından verildi.

EUROSOLAR Türkiye Güneş Ödülleri her yıl aşağıdaki kategorilerde verilmektedir.

kentler, belediyeler, beldeler
firmalar, çiftçiler
yenilenebilir enerji kullanan mekanlar,tesisler
yenilenebilir enerji projelerini destekleyen yerel idareler
mimarlar ve mimari projeler
yenilenebilir enerji desteği veren basın-yayın kuruluşları
yenilenebilir enerji kullanan ulaşım sistemi projeleri
eğitim projeleri
yenilenebilir enerji davasına adanmış kişiler


EUROSOLAR Türkiye
Yönetim Kurulu

Etiketler:

Bütçe görüşmelerinde çevre

Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının bütçesiyle alakalı sunumunda, iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde Kyoto Protokolü'ne taraf olunmasının, önemli bir adım olduğunu söyledi.
Bakan Eroğlu, Eylül 2008 itibariyle düzenli depolama, kanalizasyon hizmetlerine yönelik 293 projeye destek sağlandığını ifade etti.
Dengeli ve sürekli kalkınma için toprak kaynağının doğru kullanımı amacıyla hazırlanan Çevre Düzeni Planlarına hız verildiğini belirten Eroğlu, Türkiye'nin yarısının bu plana kavuştuğunu bildirdi.
Eroğlu, 2005'de yapımına başlanılan 31 ilin içinde bulunduğu 10 Planlama Bölgesine ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarının tamamlanarak onaylandığını kaydederek, ayrıca, GAP Eylem Planı dahilinde Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planlarının hazırlanmasının hedeflendiğini vurguladı.
Bakan Eroğlu, 2008-2009 yıllarında ülke genelinin yaklaşık yüzde 65'nin Çevre Düzeni Planı'nın tamamlanacağını kaydetti.
Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen 14 bölgede, 2002'de gerçekleştirilen proje sayısının 76 olduğunu, bu yıl itibariyle bu sayının 296'ya ulaştığını ifade eden Eroğlu, özel çevre koruma alanlarına önem verdiklerini söyledi.
Eroğlu, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün, çalışmaları süren, meteorolojik sayısal tahmin amaçlı yüksek performanslı bilgisayar sistemlerinin güncellenmesi projesinin tamamlanmasıyla, meteorolojik uyarı ve tahminlerde, tutarlılık oranının yüzde 90'ların üzerine çıkarılacağını belirtti.
Kısa süreli hava tahminleri ve erken uyarı için 4 ilde meteoroloji radarı bulunduğuna işaret eden Eroğlu, bunlara ek olarak, Antalya, İzmir, Muğla, Adana, Trabzon ve Samsun'da da radar kurulacağını kaydetti.
DSİ'nin 2003'ten bu yana suyla ilgili 457 tesisinin hizmete girdiğini, bu yıl içinde 628 su depolama tesisinin işletmeye açıldığını anlatan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Büyük su işlerinden 63, küçük su işlerinden 99 olmak üzere, toplam 162 adet barajın inşaatına devam ediliyor. 2008'in sonunda 14 adet baraj ve göletin bitirilmesi veya su tutulması planlanmaktadır. Bütün sektörler dikkate alındığında, bitirilmesi planlanan tesis sayısı 240'tan fazladır. Aralık ayında 2008'de tamamlanan 92 tesisi, hizmete sunmak istiyoruz.
2009'da 7 baraj, 12 sulama ve 4 içme suyu projesi ile 168 adet taşkın koruma tesisinin tamamlanması hedeflenmektedir. 2008 yılı itibariyle sulamaya açılan 5,2 milyar hektarlık alan, ekonomik olarak sulanabilir arazilerimizin ancak yüzde 61'ine tekabül ediyor. İnşaatı devam eden tesislerin sulayacağı alan ise 367 bin hektardır.''
Eroğlu, GAP eylem planı uygulamaya konulmadan önce, GAP bölgesinde 272 bin 697 hektar alanın sulandığına işaret ederek, bu rakamın GAP sulamalarının yüzde 26'sına denk geldiğini, eylem planının sonunda GAP arazilerinin tamamının sulanacağını bildirdi.
Bakan Eroğlu, 2008-2012 yıllarını içeren Sulama Eylem Planı ile bütün illerde sulanacak alanların planlamasını yaptıklarını dile getirerek, içme suyu eylem planı ile bütün Türkiye'nin su ihtiyacının il il planlandığını kaydetti.
DSİ'nin, bugüne kadar yılda 2,7 milyar metreküp su sağladığını, inşaatı süren projelerle yılda toplam 3 milyar metreküp ilave su sağlanacağını bildiren Eroğlu, şu anda Türkiye'nin bütün yerleşim alanlarının su ihtiyacının, yaklaşık 6 milyar metreküp olduğunu söyledi. Eroğlu, inşaatı sürenlerle birlikte 81 ilde 2040 yılına kadar içme suyu probleminin 2012 yılında kökünden halledileceğini belirtti.
Eroğlu, 12 Kasım itibariyle kurulu gücü 23 bin 129 MW olan bin 530 HES projesinin, bin 499'una başvuruda bulunulduğunu anlattı.
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, 2002'de 75 bin hektar ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon çalışması yapılırken, 2008'de bu miktarı 400 bin hektara çıkardıklarını kaydetti.
Eylem planı kapsamında 2008-2012 yılları arasında Trakya büyüklüğünde bir sahada; 2 milyon 300 bin hektarlık bir alanda ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve orman iyileştirmesi çalışması yapılacağını söyledi.
Eroğlu, bu yıl 400 milyon adet fidan üretildiğini, 2003-2008 yılları arasında 63 kent ormanı kurduklarını, amaçlarının her ilde bir kent ormanı oluşturmak olduğunu anlattı.
Orman yangınları konusunda da bilgi veren Eroğlu, ülkenin yüzde 60'ının orman yangınlarına karşı hassas bölgede bulunduğunu söyledi.
Orman yangınlarına müdahale süresinin 15 dakikaya kadar indirildiğini ifade eden Eroğlu, orman yangınlarıyla mücadele için kameralı yakın takip sistemi kurduklarını, bunu yaygınlaştırmayı amaçladıklarını belirtti.
''Türkiye'de yangınlar çok oluyor'' iddiasında bulunulduğunu kaydeden Eroğlu, ''Bu yangınların sıfır olması mümkün değil. Bunun için insanların eğitilmesi lazım. Yangınların büyük kısmı ihmalden, bir kısmı kasıt, yıldırım düşmesi, elektrik gibi sebeplerden kaynaklanıyor. Orman Genel Müdürlüğü ekipleri bu konuda büyük mesafe kat ettiler, cansiperane çalışıyorlar'' diye konuştu.


14.11.2008
Kaynak: http://www.cevreorman.gov.tr/Haber.asp?hID=1863

Etiketler:

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator