Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Perşembe, Mart 01, 2007

Beslenme ve Gıda Güvenliği paneli

Türkiye Yeşilleri tarafından düzenlenen « Beslenme ve Gıda Güvenliği » paneli 27 Şubat günü Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kolaylaştırıcılığını Yeşiller’ın tarım çalışma grubu sözcüsü Dr. Süleyman Yılmaz’ın üstlendiği panelin konuşmacıları Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi başkanı Ahmet Atalık ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr Kenan Demirkol’du.

Süleyman Yılmaz açılış konuşmasında insanlığın iki milyon yıldır yiyeceğini aradığını ve hala bu en temel ihtiyacına bir cevap bulamadığını, 6 milyar insandan 850 milyonunun açlıkla boğuştuğunu, bir diğer 850 milyonunun ise obez olduğunu ve geri kalanların çok büyük bir kısmının özellikle bebeklerin ve çocukların sağlıksız beslendiğini belirtti. Kenan Demirkol konuşmasına, endüstriyel tarımın ve hayvancılığın küresel ısınmayı arttırdığını gösteren bilimsel verileri sunarak başladı.

Demirkol, içgüdüsel olarak ve atalarımızdan aktarılanlara doğru beslenirken nerede hata yaptık da beslenme bilimine ihtiyaç duyar hale geldik sorusunu çarpıcı örnekler vererek ve karmaşık bilimsel sürecleri gıda tüketim alışkanlıklarımızdan hareketle açıklayarak cevaplamaya çalıştı. Şeker örnegi üzerinden giden Demirkol, 1747’de şeker pancarından şeker üretilmesinin bir dönüm noktası olduğunu, İngiltere’de 1815 yılında 6,5 kilo şeker tüketilirken bugün bu rakamın 70 kiloya çıktığını ve şeker tüketim artışı ile hastalıkların artışının doğru orantılı olduğunu söyledi. ABD’nin son 40 yıldır mısırdan şeker elde ettiğini, ülkemizde de mısırdan şeker üretecek beş fabrika kurulduğunu, bununla bağlantılı olarak Seker yasasının çıkartılarak şeker pancarı ve şeker üretiminin kısıtlandığını söyledi.

Besin seçiminde büyük hatalar yapıldığını, yıllık yaşam süresi kayıplarının %35’inden fazlasının beslenme alışkanlıklarından kaynakladığını ifade eden Demirkol, ‘niçin ne ile besleniyoruz’ sorusunu daha çok sormamız gerektiğinin altını çizdi. Ulusal beslenme, ulusal tarım ve ulusal hayvancılığın bütünleşik bir sistemle düzenlenmesi gerektiğini savunan Demirkol insanların ve hayvanların ekolojik gıdayla beslenmesi gerektiğini ekledi.


Ardından sözü alan Ahmet Atalık, tarımın tarihsel sürecini özetleyerek gıda güvenliği ile ilişkisini irdeledi. Atalık, tarih boyunca nufüs artışı ve tarımsal üretim artışının paralel gittiğini, 14. yüzyılda Hollanda’da alternatif yöntemler bulunarak Tarım devriminin gerçekleştirildiğini, bunun Sanayi Devrimine yol açtığını ve sonra da seri ve en ucuz yolla üretime dayanan endüstriyel tarımın ortaya çıktığını belirtti. 1940-1960 yılları arasında açlığa çözüm bulma iddiasıyla ortaya çıkan ve tarım ilaçlarına, kimyasal gübrelere ve yeni sulama sistemlerine dayanan 1.Yeşil Devrime tanıklık ettiğimizi fakat bu sistemin verimi görece arttırsa da tekkültürlü tarıma, ilaç kullanımının artmasına, çiftçilerin bağımlı kılınmasına, kimyasallarin insan sağlığına zarar vermesine ve yoğun üretimin çevre tahribatına yol açtığını örneklerle anlattı. 2. Yeşil Devrimin yine açları doyuracağız diyerek bu sefer genetiği değiştirilmiş organizmaları (GDO) öne sürdüğünü belirten Atalık, gdoların verimliliği artırmadığını, insan sağlığına zararlı olduklarını ve tüketicinin bu konuda yeterince bilgilendirilmediğini söyledi. Kolaylaştırıcı Yılmaz’ın küresel ısınmayı gıda güvenliği açısından değerlendirmesini istemesi üzerine Atalık, şu an hububat üretiminde %20’lik bir kayıp olduğunu, ilkbahar yağışlı geçmezse dışalımın artacağını belirtti. Tarım arazilerini ve su kaynaklarımızı korumanın elzem olduğunu söyleyen Atalık endüstriyel üretimden yavaş yavaş vazgeçilip doğayla uyumlu ekolojik tarıma ağırlık vermemiz gerektiğini vurguladı.

Organik Tarım Derneği başkanı Yalçın Engiz, üçüncü konuşmacı olan organik tarım üreticisi Hasan Çetin Özbayram’ın katılamaması üzerine organik tarım üzerine kısa bir sunuş yaptı. Panelin soru-cevap bölümünde salonda bulunanlar soru sormaktan ziyade kaygılarını, taleplerini ve önerilerini dile getirdiler. Değinilen konulan arasında tarımsal arazilerin korunması, organik tarıma geçişte karşılaşabilecek sorunlar, ülkemize uygun üretim modelleri, tarımsal üretime getirilen kotalar, yeni neslin eğitimi, organik pazarlar ve tabii ki nasıl daha iyi besleniriz sorusu vardı.

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator