Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Çarşamba, Şubat 21, 2007

Trakya,Ergene, Pavli (2)


“...Ve duyuluyor çok uzaktabir tren sesi...”


PANAYIR alanı yöre halkının içten ve sıcak duygularıyla hayat buluyor. Ovanın ortasından, kasabanın kalbinden geçmekte olan tren onları ne korkutuyor, ne de rahatsız ediyor. Vakit akşam olduğunda, özellikle kadınlar ve çocuklar, günde yalnızca iki kez istasyona uğrayan “treni” ve ovadaki eğlenceleri izlemek için, rayların az ötesinde, hafifçe yüksek bir yerin kenarına ip gibi dizilip, günebakanlarını çıtlatıyorlar. Daha geri planda, panayır alanıyla sınır olan kahvehanelerde de durum farklı değil, yalnızca figüranlar değişik. Yörenin erkekleri, rayların ardındaki yolun kenarına sıralanmış ağaçlıklı kahvehanelerin gölgeli bahçelerinde, büyük bir zevkle çaylarını hüpürdetip, ‘muhabbetlerini’ koyulaştırıyorlar. Trenler, ilçenin askere gidecek gençleri için de ayrı bir önem arz ediyor. İlçede, askere gidecek gençler, tren istasyonunda yapılan törenlerle uğurlanıyor. Yöre halkı bu uğurlamayı, “asker düğünü” olarak adlandırıyor.
BİR Çorlu, bir Lüleburgaz, bir Babaeski için E-5 karayolu ne anlam ifade ediyorsa, Pehlivanköy için demiryolu aynı şeyi ifade ediyor -sapa kalsa bile -. İstasyon binalarının bildiğimiz o kendine özgü yapısı, Pehlivanköy’e ayrı bir hava veriyor. Kiremit ve sarı renklerle boyalı, iki katlı bu taş bina, 1889 yılında yapılışından bu yana zamana meydan okuyarak, özgün duruşunu korumuş. İstasyon binaları, Şark Demiryolları adındaki bir Fransız şirketi tarafından yapılmış ve Cumhuriyet Dönemi’nde Atatürk’ün ulusallaştırdığı demiryollarının, yani TCDD’nin malı olmuş.


Panayırın Kapısı

BİR anlamda panayırın kapısıdır tren yolu. Aynı zamanda, İlçe merkeziyle panayırın kurulduğu ovanın sınırı. Rayların ötesindeki dünyaya karışmak için sadece bir adım atmak yeterli. Adımınızı atmanızla birlikte, “Kenar mahallede bir pazar günü”nü anımsatan pazaryeri ile başlayan panayırın renkli dünyasına girersiniz. Bir an aklımıza düşen “pazarcı imajı”nın aksine; satıcıların mallarını satmak için sürekli bağırdıkları bir pazar yeri görünümü yoktur. Bu kakofoni içinde sesini duyurmak gibi bir kaygıları da yoktur. Panayırın sesiz ama neşeli ve bilgiç havası, insanların ne amaçla geldiği, çoğunluğun birbirini tanıdığı, kimin alışveriş yapıp, kimin yapmayacağınının çoğunlukla bilindiği izlenimini verir. Satıcılar büyük bir sükunetle işlerini yaparlar. Burada gözümüze en çok çarpan helvacılar oluyor. Herhalde bu kadar çok helvacının bir arada olduğu bir yer çok nadir görülür, neredeyse iki pazarcıdan biri helvacıdır. Susamlı, koz, pembe gofretli helvalar... Bu renk ve tat cümbüşü, çocuklar için ne çok şey ifade ediyor olmalı. Zaten panayıra gelirken, annesinden “mutlaka helva alınacağına dair” güvence alan bir çocuğa, “hadee elva” diye bağırmanın bir gereği de kalmaz sanki... Neyse, bizim de canımız (ilgimizi de) çektiğindendir ki, “ya şundadır, ya bunda...” deyip, bu kadar çok helvacı arasından birisine yöneliyoruz... Yaptığı nefis helva bulamacından bir parmak taddıran ustaya, helvanın tarifini soruyoruz. Büyük bir gururla; “ustalık” diyor ve tarifini sadece kendine saklıyor.
YOLUMUZUN üstü, oyuncakçılar, elbise ve iç çamaşırcılar, çorapçılar, ayakkabıcılar, nayloncular, hediyelik eşya satıcıları... arada çayhaneler... tostçular, kuruyemişçiler, ara ara köftecilerle dolu. Tam bir pazar cümbüşü, hırdavatçılar ve kasetçiler de ekleniyor bu cümbüşe. İlerledikçe davul zurna sesleri artıyor, bir başka duyguyla ilerliyoruz şimdi... Buraya gelmeden önce, bu panayırın her yönüyle renkli olduğu yönündeki kanaatimiz, coşkulu davul zurna seslerini içimizde duydukça, daha da güçleniyor. Panayırın asıl özüne doğru yaklaşıyoruz. Tam burada tarihin sesi duyuluyor: Davulların ritminden süzülen ahenk, sanki 110 sene öncesinden çıkıp gelen, Çerkez kabilelerinin, yaşadığı Pavli ruhunu yansıtıyor ve panayıra damgasını vuruyor. Heyecanımız ve bu renklilik karşısındaki hayranlığımızla birlikte merakımız da giderek artıyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator