“...Ayçiçeği yiyen çocuk
yün ören kadın
rakısını yudumlayan adam
Sokağa bakan her hangi bir odaarka bahçede
her hangi bir mermer masa...”
Edip Cansever
GÜNEŞ bu toprakları çok sever, yazın sonuna gelindiğinde bile kendini gösterir ve o uçsuz bucaksız ovayı ısıtmaya devam eder. Ustaca bir kıvraklıkla ilerleyerek Trakya’yı baştanbaşa dolaş an Ergene Nehri, güneşin ısıttığı bu ovayı sevgiyle sarar. Güneş ve Ergene verimlilik demektir Trakya Ovası için...ERGENE’nin sularını, güneşin kendini cömertçe sunduğu bu verimli ovaya, Türkiye’nin en küçük dört ilçesinden biri olan Pehlivanköy ayrı bir sıcaklık katar. İstanbul’dan Edirne’ye, Trakya’yı tam ortadan biçen E-5 karayolundan 20km. içeride oluşu bile bu sıcaklığı bozamaz.İSTANBUL’dan çıkıp, Lüleburgaz ve Babaeski ilçelerini geçtikten sonra, günebakan tarlalarının arasından Pehlivanköy’e sapıyoruz. Doğanca, Hıdırca ve Kuştepe köylerini ardımızda bıraktıktan sonra ilçedeyiz. Bir bez-afiş karşılıyor bizi ilk: “Pehlivanköy Panayırına Hoşgeldiniz”. İlçe merkezine çok uzak olmayan panayır alanı hemen seçiliyor. “Bir başka çadır kent”.
İNSANLAR, yaşamın acımasızlığına karşın, geçmişten kalan duygularını yaşatmak adına, yüzyıllık geleneklerini bir kez daha yaşatmak için, bu sımsıcak Pehlivanköy ovasında toplanmışlar. Bu; yüzyıldır süregelen ‘Pavli panayırı’dır.
BİR kaynağa göre, Bizans Dönemin’de bölgeye Pavlikarlar yerleşir ve Osmanlı Dönemi’nde de yaşamlarını devam ettirirler. Panayırın adı da; Pehlivanköy’e de yerleşmiş olan bu Pavlikarlar’dan geliyor. Panayır, yöre halkının Pomak asıllı olması sebebiyle, “Pomak Bayramı” olarak da anılıyor. Pehlivanköy’ün bir başka kaynaktan öğrendiğimiz bilinen tarihi ise Osmanlıların Rumeli’ye geçişleri ile başlıyor. Osmanlı sülalesinin ileri gelen aileleri Ergene Nehri’nin suladığı verimli topraklara yerleşir. 1361 yılında kurulan ilk köy Çenge Köyü olur. Bu köy bugünkü Çengerli köyüdür.
Diğer köylerin kurulması 1877 Osmanlı-Rus savaşından sonraya rastlar. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında, Gazi Osman Paşa komutasında yapılan Plevne savunmasına rağmen, Çatalca önlerine kadar ilerleyen Rusların önünden kaçarak bölgeyi terk eden halkın yerine, savaş sonrası imzalanan Ayastefanos antlaşması ile Bulgaristan’ın İzver ve Lofça bölgesinden göç eden Türkler gelip yerleşirler. Göçler nedeniyle bölgeden ayrılan Çerkez kabileleri, bu bölgeyi “Pavli” ya da “Pavlu” olarak adlandırmışlar.
ADI Pehlivanköy Panayırı olarak geçse de, yöre halkı ‘Pavli Panayırı’ ismini benimsemiştir. Bazı kaynaklar 110 yıllık geçmişi olduğunu söyler Pavli Panayırı’nın. Panayır, büyük bir kararlılıkla ve hiç değişmeyen tarihiyle, hangi şartlar altında olursa olsun, her yıl Eylül ayının 18’inde başlar ve 5 gün sürer.
Etiketler: dizi
1 Comments:
bana tekrar bir panayır yaşattınız.
tşk ederim..
5:57 ÖS
Yorum Gönder
<< Home