Zihin dünyamız değişiyor, toplumlar değişiyor. Bunun yansımasını da kullandığımız sözcüklerde daha doğrusu sözlüklerde görüyoruz. Bunları çok hızlı değişimler kabul edebiliriz ama arkasında zahmetli ve uzun bir mücadele olduğunu unutmamak kaydıyla. Son üç gün içerisinde gelişen örneklerle ne demek istediğimi daha kolay anlatabilirim. İlk olarak Birgün gazetesi yazarlarından Necdet Saraç’ın «
İstenirse değiştirilir » başlıklı köse yazısında Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde Alevilere karşı kullanılan 'mumsöndü' sözcüğünün anlamı bir kaç haftada hem de iki kez değiştirildiğini yazdı. Saraç yazısının devamında söyle diyordu: Türkçe Sözlük'ün 1998 yılındaki baskısında 'Mumsöndü'nün karşılığına şu yazılmıştı: 'Alevi geleneğinde var olduğu ileri sürülen bir tür tören.'Bu açıklama 2005 yılında yayımlanan Türkçe Sözlük'te 'Cem ayinlerinde, aydınlatmak için kullanılan mumun, tören bitiminde söndürülmesinin yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkmış inanış' olarak değiştirilmişti. DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın Devlet Bakanı Mehmet Aydın’a yazması üzerine kelime su şekilde tekrar değiştirildi: Mumsöndü; Cem ayinlerindeki çerağ dinlendirmenin maksatlı olarak yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkarılan bir safsata. Bu hızlı değişimin hemen akla gelen iki nedeni var. Birincisi hükümetin Alevilere yönelik açılımı. İkincisi Almanya’da ARD kanalında yayınlanan bir dizide ‘mumsöndü” imasından sonra Almanya’da ve Türkiye’de yasayan Alevilerin buna yoğun tepki göstermeleri. Haber Mynet’te de yer almış, tarafların görüşlerine yer verilmiş. "
Mumsöndü" yeniden tanımlandı”
Hafta sonu Kanal D’de Güneri Cıvaoğlu’nun sunduğu Şeffaf Oda programına katılan Devlet Demiryollarında üst düzey görev yapmış Mustafa Aksu’nun, çingenelerin haklarını savunmaya başladıktan sonra karsılaştığı zorlukları anlatıyordu. Donemin Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkardığı 'Türk ve İslam Ansiklopedisi'nde Çingeneler "... Pis, ilkel, eğitimsiz, buçuk millet, çocuk çalıp satan, genç karılarına ve kızlarına fuhuş yaptıran" kişiler olarak tanımlandığı” baksa bir köse yazısında rastladım. Aksu özellikle Çingenelere yönelik dini önyargıların sözlüklerde yer aldığından bahsediyordu. 2005 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Roman Sempozyumu’ndaki bildirilerde Türkçe Sözlük ve Türk Dil Kurumuna ait sözlükte "Çingenece, Çingenelik, Çingeneleşmek" sözcükler, cimri, hasis, açgözlü, arsız, yüzsüz, hayâsız, çığırtkan, alçak gibi sıfatların tepkiler üzerine değiştirildiği belirtiliyor.
Son olarak Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Dernegi’nin web sitesindeki
habere bakalım. Türkçe Sözlük'ün yeni baskılarında ''çevre bilimleri'' ve '' ekoloji'' sözcükleri ayrı ayrı yer alacakmış. TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın ''Ekoloji'' kelimesiyle ilgili olarak da çok sayıda başvuru aldıklarını, üniversitelerden gelen görüşler doğrultusunda ''ekoloji'' kelimesinin tanımını değiştirdiklerini, internetteki sözlükte değişiklik yaptıklarını, Türkçe Sözlük'ün yeni baskılarında da ekolojinin yeni tanımına yer vereceklerini soyluyor. Katılımcılık, mücadele, değişim. Bu üç olumlu gelişmeden benim çıkardığım anahtar kelimeler. Türk Dil Kurumu’nu arayarak kendilerini tebrik ettim. Darısı kırılmayan diğer önyargıların basına. Darısı dünyayı anlamamıza yardımcı olacak kelimelerin sözlüklerimize bir an evvel girmesine.
Etiketler: deneme
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home