1990ların ve Soğuk Savaşın sonundan bu yana kapitalizmin—hem ekonomik hem de askeri anlamda—en saldırgan (agresif) evresiyle karşı karşıyayız. Bir"barış" dönemindeyken hiç bu kadar asker kampanyası, ordu çıkartma ve sıcak çatışma görülmemişti. 80 ve 90lar, dünyada, solun dağılması ve şaşkınlığı yaşandı. Ancak '94'te Zapatistalarla, '97'de MST (Topraksız Çiftçiler) mitingiyle ve Seattle ile yeni bir eylemlilik dönemine girildi. Böyle bir ortamda 2000'de ilk Dünya Sosyal Forumu çağrısı yapıldı. Küresel sermayenin Davos'ta yaptığı toplantıların karşısında artık Dünya Sosyal Forumu toplantıları var. Dünyanın birçok ülkesinde emekçiler, alın teri dökenler hareketlenmeye ve direnişi de küreselleştirmeye başladı. La Via Campesina (Çiftçinin Yolu) kurulduğundan bu yana, neoliberal politikalara karşı bir politik hat izleyen, kırsal yaşama ilişkin genel görüşler geliştiren ve farklılıklardan oluşan birlik fikrinin billurlaştığı uluslararası bir hareket. Bu görüşün ana temaları toplumsal adalet ve eşitlik. Fakat aynı zamanda yeni bir dünya düzeni oluşturmak için kültür, etik ve alternatiflerin geliştirilmesini de kapsıyor. 2004'ten bu yana Via Campesina üyesi olan çiftçi sendikaları bu küresel direnişin Türkiye ayağını oluşturuyor. 16 Nisan 2005'te Üzüm-SEN,Tütün-SEN, Fındık-SEN, Hay-Yet-SEN, Ayçicek-SEN ve Hububat-SEN olarak *Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma **Platformu'nu kurduklarını kamuoyuna açıklayan sendikalar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de uygulanan neoliberal tarım politikalarına> karşı mücadeleye zemin sağlıyor. Via Campesina'nın Meksika'da 1996'da düzenlediği 2. Uluslararası kongrede Carajas, Brezilya'da 19 çiftçinin öldürüldüğü 17 Nisan "Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü" olarak ilan edildi. Her yılın 17 Nisan Günü için Via Campesina'nın bir ilkesi konu olarak seçiliyor, bağlı tüm örgütleri de belirlenen bu konuda kamuoyunun dikkatini çekecek bir eylem yapıyorlar. Via Campesina'nın bu sene seçtiği konu "Çokuluslu Tarım Şirketleri Dünya Gıda Krizini yaratıyor. Çiftçiler haklarını>geri kazanıyorlar. "Türkiye'de bu seneki 17 Nisan etkinlikleri Boğaziçi Üniversitesi' nde> gerçekleşecek. 17 Nisan Perşembe günü saat 17.00'de düzenlenecek olan "Çokuluslu Şirketlerin Dünya Gıda Krizine Etkileri" konulu panele Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Sözcüsü Abdullah Aysu, Üzüm Üreticileri Sendikası (Üzüm-Sen) Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, Tütün Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. Huricihan İslamoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'nden Doç. Dr. Ali> Kerem Saysel konuşmacı olarak katılacaklar. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Doç Dr. Nuri Zafer Yenal ise panelde kolaylaştırıcı olacak. Panelde değinilecek konular: Endüstriyel şirketlerin köylü üretimine etkileri, neoliberal düzenle birlikte değişen tarım politikaları ve özelleştirmeler, çokuluslu şirketlerin dünyada ve Türkiye özelinde çiftçilerin iflasına yol açan uygulamaları, genetiği değiştirilmiş organizmaları n (GDO) üretiminin sosyal ve iktisadi etkileri, antikapitalist duruş ve tarım, ekolojik tarım, gıda bağımsızlığı ve gıda egemenliği. Panel dışında gün boyunca Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde bu konulara dikkat çeken belgesel gösterimleri, performanslar ve forumlar düzenlenecek. Yaşadığımız çağ, zenginliğin gittikçe daha az sayıda ülke ve şirkette biriktiği bir çağ. Ulus devletler büyük şirketlerin birer idare amirliğine veya şubelerine, dönüşmüş durumda. IMF ve Dünya Bankası, büyük şirketlerin koruyuculukları görevini üstleniyor ve doğal kaynakları ülkelere ait olmaktan çıkarıp şirketlere ait olmaları için çaba harcıyorlar. Bu ortamda büyük şirketler gıdayı ulus devletlere karşı siyasi bir güç olarak kullanıyorlar. Dünya gıda zincirini denetlemek isteyen çokuluslu tarım şirketlerinin hedefi, tüm dünyayı doyuran köylüleri ve aile tarımı yapan çiftçileri ortadan kaldırmak, köylü tarımını yok etmek, tarımı şirketleştirmek ve artan gıda fiyatlarıyla daha çok sömürmek. Bu sorun yalnızca çiftçilerin ve köylülerin değil bilakis şehirde yaşayanların, yani dünya gıda krizi nedeniyle aç kalacaklar listesinin ilk sırasında yer alanların sorunudur. Ekmeğini açgözlü çokuluslu şirketlere emanet etmeyen herkesi eylem ve etkinliklerimize katılmaya çağırıyoruz.*17 NİSAN 2008
*BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ*>
*SOSYAL BİLİMLER KULÜBÜ VE KÖY-KOOP KULÜBÜ*
Etiketler: tarım
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home