Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Pazartesi, Mart 21, 2005

Derin bir sessizlik

alfabe
Yerinde olmak istemediğimiz kişiler vardır hayatta. Sayıları çok olmasına karşın toplumsal yaşama katıl(a)madıklarından onları görmeyiz. Bazılarını görürüz ama duymayız. Bizim gibi seslere hükmedemezler. Oysa ki bu onlarin sustugu anlamına gelmez. Sağır ve dilsizleri tasvir etmeye çalışıyorum. İşitme ve konuşma engellileri. Televizyonda izlediğim bir programdan sonra daha da dusunur oldum “isitme engellileri”. Kafamı kurcalayan soru şuydu. Acil bir durumda bir işitme engelli ile iletisim kurmam gerektiğinde nasıl hareket edebilirim? Derdimi nasil analatabilirim ve karşı tarafı nasıl anlayabilirim? Vücut dilinin yetemeyeceği durumlar soz konusu olduğunda devreye işaret dilinin devreye girmesi gerekiyor ama kolayca tahmin edilebileceği gibi işaret dilini sadece işitme engelliler biliyor. O an genellikle toplu taşıma araçlarında gördüğüm kızlı erkekli küçük topluluklar gözümün önüne geliyor. Biz konuşabilenlerin ve duyabilenlerin o meşhur saygı ve acıma arası duyguyla izlediği “engelliler” olağanüstü bir enerji ile birbirleriyle “konuşuyorlardı”. Hiç onlarla “konusacağımı” düsünmemiştim. Bugüne kadar “konuşmadım da”. Zaten işaret dilini bilmiyorum. Bu noktada iletişim çağını kutsadığımız günümüzde iletişimin biz “engelsizlerin” çok az kafa yorduğumuz bir boyutu karşımıza çıkıyor. En basitinden daha düne kadar işaret dilinin evrensel bir dil olduğunu düşünürdüm. Tam aksine her ülkenin kendine özgü bir işaret dili olduğunu ve bu dilin çevrede kullanılan sözlü dilden etkilense de farklı bir gramer yapısına sahip oldugunu (şöyle ki Türkçe ile Türk işaret dili arasında mutlaka bir benzerlik olmasi gerekmiyor) bilmiyordum. Koç Üniversitesinden Aslı Özyürek’in yürüttügü araştırmada İstanbul’da bulunan 7 farklı işitme engelli okulunda okuyan öğrencilerin işaretlerinde farklılıklar görüldüğünü tespit etmiş. Bunun ortak bir eğitim projesi ile aşılabilir olduğu bir gerçek peki biz sözlü dilleri kullananlar ile işaret dilini kullananlar arasındakı uçurum nasıl kapanacak. İlk aklıma gelen derdimizi anlatabilecek kadar ya da hiç olmazsa birkaç temel işareti öğrenme fikri oldu. Böylece işitme engellilerin dünyasına girebilir, onları daha iyi anlayabilir ve sorunlarının çözümlerine kendi çabamızı katabiliriz.

Kaynaklar:
www.tsd.org.tr

1 Comments:

Blogger Barış Gençer Baykan said...

Gorus ve elestirilerinizi bu bolume yazabilirsiniz.

11:12 ÖS

 

Yorum Gönder

<< Home

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator