Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Çarşamba, Ocak 02, 2008

FA ve SOL

“Gam” çekerken dördüncü nota “FA” ve beşincisi de “ SOL” dür.

Beşinci yılına giren AKP iktidarı karşısında portenin ikinci çizgisinde yer alan SOL anahtarı ile yapılacak seslendirmeler de şöyle bir tablo ortaya çıkıyor.

Klasik deyişle 100 yıllık bir dönemi kapsayan anlayışta ortaya konan “tonal” eserler majör ve minör kalıplarda meydana gelmekte ise de AKP iktidarı suresince hep “atonal” sesler duyduk.

1938 sonrası sürekli “minör” tonda seslendirilen “SOL” notası ve SOL anahtarlı eserler değerli besteci ve yorumcu sayın FAZIL SAY’ ın son seslendirdiği eserle “majör” tonda ele alınmak zorunluluğunu ortaya koydu.

“AKP kakofonisinin” irdelenmesi ve icraatının ortaya dökülmesinin nedeni “sanata ve sanatçıya” veremediği değer nedeniyledir.

Değerli besteci ve yorumcu sayın Fazıl SAY, Milli Eğitim Bakanlığı’nın icraatı olarak eğitim ve öğretim kurumlarında müzik ve resim gibi sanatların kaldırılma girişimine dikkat çekti. Eksik söyledi sayın Fazıl SAY. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) sadece bu iki sanat dalına değil Sahne Sanatlarının tümüne karşı tavır almış durumda. Dans ve harekete dayalı eğitim ve öğretime engel olmak için yoğun bir çaba göstermekte.

İstanbul İlinde onbeş milyon kişi yaşamakta. Eminönü ilçesi şehrin atar damarı.Eminönü’ne komşu ilçelerden ulaşım, merkezi bir yer konumunda olması nedeniyle Anadolu yakasından bile tek vasıta ile ulaşmak mümkün.

Hal böyleyken 1938 de kurulan ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 50 metre, Valilik Makamına 100 metre mesafede bulunan Eminönü Halk Eğitimi Merkezi ( eski adı ile HALKEVİ ) bir kitap deposu olarak kullanılmakta, sanat faaliyetleri engellenmektedir.

On bir yıl önce sayın Suna KAN ve sayın Kaya İLHAN’ nın emekli ikramiyeleri ile
Ortaya koydukları ve 10 yıldır “Sahne Sanatları çalışma alanı” olarak kullanılan mekan, şu an açık lise öğretiminde kullanılacak kitapların “ dağıtım ve istiflenmesinde” kullanılan “depoya” dönüştürülmüş durumda.
Onarım yapılacak bahanesiyle 2007 Haziran ayından bu yana kapalı tutulan ve Sahne Sanatları Kursiyerlerine verilmeyen alt salon yanında, açılışı 2007 Mayıs ayında yapılan üst salon da “Aydınlar Ocağı “ ve benzeri “siyasi” oluşumlara tahsis edilerek buralarda AKP yandaşlarına yönelik etkinliklere pazarlanmadır.

Bu güne kadar sahnede cesur denemeler, heyecanlı gençler Nisa-Metin SEREZLİ, Nejat ÖĞÜNÇ, Tuncel KURTİZ, Aden TOLAY, Ülkü TAMER, Güngör DİLMEN, Halit AKÇETEPE, Üstün KORUGAN, Vasıf ÖNGÖREN, Osman AROLAT, Sermet ÇAĞAN, Atilla TOKATLI, Rana CABBAR, Aydın ENGİN, Oktay ARAYICI, Şemsi İNKAYA, Erol KESKİN, Levent DÖNMEZ, Cüneyt TÜREL, Pınar KÜR, Tunca YÖNDER, Zihni GÖKTAY yetiştiren Eminönü Halk Eğitimi Merkezi artık bir “depo” olarak sahne sanatları çalışması yapmak isteyenlere kapılarını kapatmış durumda.


İstanbul’daki üniversite ve konservatuvarların en değerli öğretim ve eğitim üyelerinin 10 yıldır görev yaptığı Eminönü Halk Eğitimi Merkezi, adına yaraşır şekilde “halk için sanat” anlayışını bu güne değin başarı ile sürdürdü. Bir laboratuar olarak etkinliklerini aralıksız devam ettirdi. Çevre halkla beraber “katılımcılığı” teşvik ederek “sanatı” paylaşılan bir düzeye getirdi. Gençlere eğitim verdi. Böyle bir kurumun Milli Eğitim Bakanlığı’nın dünya görüşüne ters gelen anlayışta diye kapatılmak istenmesi sayın FAZIL SAY’ ın işaret ettiği “Toplumda bir grubun diğerini bastırmasının ülkede ahenksizlik yaratması gibi” bir sonuca götürmektedir.Böyle bir kurumun çalıştırılmaması; İnsanların “demokrat” ve “İnsan Haklarına Saygılı” kişiler olmasına engel olarak görülebiliyor Böyle kişilerden yoksun toplumlarda,“eşitlik”-”özgürlük” gibi kavramların bayraklaştığı bir kültür ortamı oluşabilir mi ?

Geç olmadan Eminönü Halk Eğitim Merkezi Sahne Sanatları Kursiyerlerinin çalışma ortamları boşaltılarak iade edilmeli ve siyasi faaliyetler için tahsis edilen salonları -sahneleri çalışmalara açılmalıdır. Aydınlık bir Türkiye için, aydınlıktan korkmamak için bu gereklidir. Bu adımın atılmasını bekliyoruz.

Atatürk Kültür Merkezi, Harbiye Şehir Tiyatrosu ve son olarak Eminönü Halk Eğitim Merkezi “tespih” taneleri gibi dizilmek istenmekte. Ama bu dizilmeye biz de “GAM çekerek” değil demokratik -insan haklarına saygılı- eşitlikçi- özgürlükçü notaları dizerek ses vereceğiz.

Eminönü Halk Eğitim Merkezi
Sahne Sanatları Kursiyerleri
Adına
Dündar İNCESU


Depo olan çalışma alanından bazı fotoğraflar

http://picasaweb.google.co.uk/dincesu/EminNHalkEItimMerkezi

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator