Kyoto: Geç olsun güç olmasın
Yeni bir evreye girdiğimiz kesin. Bundan sonra Türkiye neler yapamayacak değil de neler yapabilecek şeklinde bakmak herkes için daha ufuk açıcı ve üretici olabilir. Kalkınma stratejilerimizi değiştirecek kadar büyük bir adım mı Kyoto Protokolü’nü imzalamak. Bunu zaman gösterecektir ama vizyonsuzluk bizi yine yarı yolda bırakabilir. Krizleri fırsata dönüştürmek çok önemli ama bir o kadar da zor. Belki biz son beş yıldır tartışıyoruz ama Protokol 11 yıldır var. Üstelik İmzadan önce politikacılar, bürokratlar ve sanayi çevreleri protokolün ülkeye çok maliyetli olacağından dem vurdular. Geçen 11 yılda fosil yakıt temelli karbon ekonomisinden yavaş yavaş yavaş vazgeçip yeni çevreci teknolojiler için Araştırma ve Geliştirmeye önem mi verdik. Petrol, kömür ve doğalgaz yerine rüzgar,güneş ve suyu koymayı ne kadar düşündük. Gerçi Enerji Piyasası Denetleme Kurulu rüzgar santrali ihalesi açınca kapılar kırıldı ve sermayedarlar rüzgara milyarlarca dolarlık yatırımdan bahseder oldular. Keza gıda krizinin yaşandığı son dönemlerde tarım tekrar önem kazanmaya başladı. Bu alanda çevre dostu sürdürülebilir tarımla hem ekolojik tahribatı azaltmak mümkün hem de üretici ve tükeci arasındaki açığı adil bir üretim ve dağıtım şeklini tasarlayabiliriz. 30 yıldır süren GAP projesi gibi tarım ve çevre ilişkisi kurulmadan yapılan büyük mühendislik projeleri ile nereye kadar gideceğimiz meçhul. AKP hükümeti yaklaşan Kürt sorununa ekonomik bir çözüm bulmak ve yaklaşan yerel seçimlerde Doğu ve Güneydoğu’da yerel yönetimleri kazanmak için yeni bir GAP paketi daha açtı. Bu konuda Ali K. Saysel’in Radikal’de yayınlalan “GAP balonu bir kez daha şişerken” başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Tüm bunlar olurken Türkiye Yeşilleri Haziran’da Parti kuracaklarını ilan ettiler. Diğer yandan çiftçiler boş durmadı ve Çiftçi Sendikaları Konfederasyonunu ( Çiftçi Sen) kurdular. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz....
Etiketler: deneme
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home