Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Pazartesi, Kasım 13, 2006

Dijital çağda gazeteler

İnternetin yazılı basın üzerindeki etkilerini ilgiyle izliyorum. Gazeteler internetin geniş kitlelere yayıldığını görünce ilk olarak içeriklerini çevirimici (online) haline getirdiler. Türkiye’de Zaman gazetesi ile başlayan bu eğilim bugün bütün gazetelerce benimsenmiş durumda. (Posta gazetesi 600 binlik tiraji ve hedef kitlesi göz önüne alındığğnda herhalde internete ihtiyaç duymayan tek Türk gazetesi).Tabii zamanla gazeteyi aynı şekilde internet ortamında sunmak yetmedi daha doğrusu internetin sağladığı olanaklar ve okur talepleri gazeteleri değişime yönlendirdi. Artık değişik oranlarda da olsa okurlar haberleri yorumlayabiliyor, birbirlerine gönderebiliyor, gazetelerin açtığı bloglara yazabiliyorlar, resim gönderiyor, forumlara katılıyorlar ve böylece içeriğe bir biçimde değiştirebiliyorlar. Sadece kullanıcı-yapımı içerikle yürütülen sitelerin ( Youtube, Mypace) hızlı yükselişi gazeteleri bu sistemi kullanacak teknolojiye daha fazla yatırım yapmaya itti.

Bu gelişmeler gazetelerin ınternet baskılarının çehresini ve haberlerin veriliş şeklini büyük ölçüde değiştirdi.Geçen yıla kadar internet baskıları kağıt baskı gibi (bu ayrım bile başlı başlına bir gelişme) haber metinlerinden ve fotoğraflardan oluşuyordu. Bugün ise fotoğraf dışında görsel malzeme (görüntü) haberin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş gözüküyor. İnternethaber ve Haberturk gibi haber siteleriyle başlayan bu gelişme büyük gazetelerce de uygulamaya sokuldu. Ilk zamanlarında sadece önemli olayların görüntülerini izleyebilirken simdi gün içindeki birçok olayı biraz bölük pörçük de olsa haber bülteni izler gibi izleyebiliyoruz. Milliyet geçen hafta web sitesini yenileyerek haber görüntülerini ana sayfadan ayrı bir başlık altından vermeye başladı. Gazete, bağlı olduğu Doğan grubunun televizyonlarının (Kanal D, CNNTurk ve Star) sağladığı görüntülerle onemli bir avantaj sağlamış oluyor. Internetten gazete okuyan birinin akşam haberlerini seyretmesine pek gerek kalmayacak herhalde. Zaten bir süredir medya uzmanları haber akışının hızlanması ve çeşitlenmesiyle akşam bültenlerinin miadını doldurdugunu söylüyorlardı.

Bu arada Avrupa gazetelerinde ve haber sitelerinde oldukça yaygın olan podcast bizde metinden görüntüye hızlı geçişin kurbanı oldu sanki. Sanıyorum ilk olarak Sabah gazetesi podcast kullanmaya başladı. Hıncal Uluç’un köşe yazısının üst kısmında « Bu yazıyı dinleyin » bağlantısına tıkladığımda Hıncal’ın kendi sesinden yazısını dinleyebileceğimi düşünmüştüm. Ne kadar yanılmışım. Son derece otomatik bir bayan sesi, yazıyı kesik kesik okumaya başladığında hemen kapattığımı hatırlıyorum.Hala bu uygulama sürüyor mu bilmiyorum ama pek başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim.

Ingiltere’de yayınlanan The Daily Telegraph gazetesinin yeni yayın yönetmeni işi biraz ileri götürerek okuyucunun gün içindeki olası isteklerini şöyle sıralamış :sabah webte, cep telefonunda ya da basılı olarak metinler ; öğlen vakti video ; akşamüstü audio ;işten eve dönerken « bas ve taşı » baskısı, gece ise çevirimici (online) topluluklar. Gazetenin adı ve kullandığı teknolojiyi yan yana koyun. Telgraf ve internet. Ne yaman bir çelişki.


0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator