Baska turlu bir sey benim istedigim, Ne agaca benzer, ne buluta benzer; Burasi gibi degil gidecegim memleket, Denizi ayri deniz, havasi ayri hava; Nerde gorduklerim, nerde o bekledigim kiz| Rengi baska,tadi baska. CAN YUCEL

Pazartesi, Nisan 25, 2005

Şirketlerin Sorumluluğu


Naomi Klein No Logo adli ktabinda Nike’in Cin’deki bir fabrikasindaki çalisma kosullarini soyle betimliyor. Haftanin 7 gunu 11 ya da 12 saatlik vardiyalarla haftada 77-84 saat çalisan isciler. Saat basi odenen ucreti 0,16 $. Fazla mesai parasi odenmiyor, fazla mesai yapmayi reddenler cezalandiriliyor, birçok iscinin yasal sozlesmesi yok, çocuk isci çalistiriliyor. Dunya çapinda uzunca bir suredir sendikalar, hukumetdisi orgutler, akademisyenler, toplumsal hareketler Nike’in isçi calistirma kosullarini elestiriyorlardi.Gorunun o ki bu elestiriler yerini bulmus.
BBC Turkçe bolumunun 13 nisan 2005 tarihli haberine gore 'Şirket Sorumluluk Raporu' adı verilen bir çalışmanın parçası olarak yapılan açıklamayla Nike, tüm dünyada üretim yapan fabrikalarının listesini yayımlayan ilk büyük şirket oldu. Türkiye'den de 26 sirketin bulundugu listede, dünyanın farklı ülkelerinde Nike ürünlerini imal eden 700'den fazla fabrikanın isim ve açik adresi açiklanmis.Dusunun ki bugune kadar sirket yetkilileri disinda kimse Nike’in dunyada nerelerde ve dolayisiyla hangi kosullar altinda uretim yaptigini bilmiyordu. Rapora donersek fabrika listesinin yanisira çalisma ayakkabi, spor malzemesi ve giysi endustrisinde çalisma kosullarinda duzenli ve olumlu degisimlerin hedeflendigi, çevre açisindan ise surdurulebilir urunler tasarlamanin dusunuldugunu ogreniyoruz. (Daha fazla bilgi için www. nikeresponsibility.com/reports. adresine bakabilirsiniz.) Tabii ki is burada bitmiyor. Hergun onlarca sirket toplumun orgutlu kesimlerinden gelen elestirileri goguslemek için raporlar yayinlayip kamuoyundaki imajlarini duzeltme veya iyilestirme yoluna gidiyorlar. Tipki Nike orneginde oldugu gibi. Onemli olan uzun soluklu bir elestiri ve denetleme mekanizmasi olusturarak sirketlerin insana ve çevreye verdigi zarari en aza indirecek insiyatifleri daha fazla gelistirmek.

Perşembe, Nisan 21, 2005

Avrupa için 44 oneri (5-6)



Avrupa Yesiller Partisi’nin 2004 Avrupa Seçimleri için hazirladigi « Avrupa için 44 oneri – Yesiller’in Avrupa Sozlesmesi » adli kitapçiktan her hafta 2 oneriyi çevirerek sitede yayinliyorum. Bu hafta 5. ve 6. onerileri okuyabilirsiniz. Sozlesmenin ozgun hali için http://www.eurogreens.org adresine bakabilirsiniz.

5) Europol’un ve istihbahrat birimlerinin uygun kontrolunu saglamak

Ozgurluklerinin savunulmasi, suça karsi mucadele ve uluslararasi terorizm guvenilir bir avrupa polisi gerektirmektedir. Bu tur bir organda bulabilecegimiz guveni arttirmak için etkinligi ve demokratik teminatlara saygi açisindan esas olan meclis takibi ve hukuki kontrolu oneriyoruz.

6) Biometri risklerine karsi kampanya

Yesiller, vizelere ve uçuncu ulkelerden gelenlerin oturma izinlerine ve de avrupa vatandaslarinin pasaportlarina biometrik veriler içeren elektronik çipler ( ilk etapta dijital fotograf ve parmak izi) yerlestirilmesi projesine elestirel bir gozle bakmaktadir.Biometrinin gelistigi ve atilim yaptigi bu genel durumda, bu bilgilerin ozellikle uçuncu ulkeler tarafindan yurtdisina seyahat yapildiginda kullanilmasina karsi hiçbir garanti bulunmamaktadir. Bu problem sadece iki verinin saklandigi bu etapta diger hassas bilgilerin dahil edilmesine engelleyecek hiçbir sey ongorulmedigi olçude daha ciddidir.

Çarşamba, Nisan 13, 2005

Belgeselden ote


Son yillarda çekilen politik belgesellerin ortak yani kanimca insanlari harekete geçirmedeki çabalari ve basarilaridir. Son yillarda çekilmis bazi belgesellerin web sitelerine goz attigimda 2 ana mesaj gozlemledim.DVD/VCD’mizi izleyin ve harekete geçin. Keza Michael Moore’un The Corporation adli belgesel filmin son sahnelerinde soyledigi aklimda kaldigi kadariyla soyleydi. « Dev film sirketleri filmlerime yapimci oluyorlar çunku bu isten kar ediyorlar ve insanlarin bu tur filmleri seyrettikten sonra harekete geçebileceklerine inanmiyorlar. Ben inaniyorum. »
Gerçekten de The Corporation’i ve diger politik belgeselleri izleyince insan garip bir ofke ve harekete geçme durtusuyle sinema salonundan çikiyor. Geçen hafta The Corporation’i seyrettikten hemen sonra web sitesine girdim.(www.thecorporation.com) Belgeselin sinema salonundan çikinca bitmedigini, baska bir ortamda ( internet) degisik araçlarla ( toplu gosterimler, açik forumlar,eylem cagrilari) devam ettigini dusundum.

Ilk baktigim yer filmin sonunda jenerik goruntulerinde verilen cesitli hukumet disi orgutlerin web sitesi adreslerinin toplandigi bolum oldu. Hizla aktigindan hepsini takip edememistim. Diger bolumlere goz atmaya giristim. Filmin tanitildigi ve dunyada (evet dunyada) nerelere dagitiminin yapildigini ozetleyen iki bolum disindaki içerik adeta bir taban orgutunun etkinliklerine ayrilmis gibi. Kampanyalar kismi oncelikle film etrafinda duzenlenmis. Filmin DVD versiyonun evlerde toplu gosterimi için « DVD House Parties » adi altinda Amerika çapinda bir etkinlik dusunulmus. Yakinlarinizde bir gosterim varsa veya siz kendi evinizde The Corporation’in dvd’sini gostermek istiyorsaniz kayidinizi yaptiriyorsunuz. Tabii ki tek amaç filmin seyredilmesi degil.Tartisma ortaminin yaratilmasi ve filmin yapimcilarinin en çok karsilastigi soru olan « Ben ne yapabilirim »e bir ortak bir cevap aranmasi. Sitenin « acil eylem » bolumunde ise 13 Nisan’da Chicago’da gerçeklesecek olan Caterpillar sirketinin yillik hissedarlar toplantisini protesto etme çagrisi var. Protestonun amaci Caterpillar’in Israil’e buldozer (Filistinlilerin evlerini ve tarim arazilerini kullanilmaz hale getirmek için de kullandigi) satisini engellemek.

Butun bunlari gorunce insan neden Turkiye’de politik belgeseller yeterince yaygin degil (yok degil) diye dusunuyor. Michael Moore uzerine bir yazida Ragip Duran bu konuya egilmis. (http://www.bianet.org/2004/09/14/42957.htm) Simdilik bu yaziya atif yapip turkiyeli belgeselcilerin neler yaptiklarini arastirabiliriz.

www.thecorporation.com
http://www.thetake.org/
http://www.michaelmoore.com/
http://www.outfoxed.org/
www.theyesmen.org

Siz de geçmiste ya da yakin zamanda seyrettiginiz politik belgeseller ile ilgili goruslerinizi paylasmak isterseniz baykanbaris@yahoo.fr adresini kullanabilirsiniz.

Avrupa için 44 oneri (3-4)


Avrupa Yesiller Partisi’nin 2004 Avrupa Seçimleri için hazirladigi « Avrupa için 44 oneri – Yesiller’in Avrupa Sozlesmesi » adli kitapçiktan her hafta 2 oneriyi çevirerek sitede yayinliyorum. Bu hafta 3. ve 4. onerileri okuyabilirsiniz. Sozlesmenin ozgun hali için www.eurogreens.org adresine bakabilirsiniz.

3) Avrupa’da temel haklari ilerletmek

Yesiller Avrupa Birligi’ndeki temel haklari ilerlertmek için bir kampanya baslatmayi istemektedirler. Onlara gore, Temel Haklar Sarti Avrupa’da ikamet eden herkesi hukuki olarak baglamalidir. Bu kampanyanin bir amaci da ozellikle din, cinsler arasi esitlik, cinsel tercih, sakatlar, etnik azinlikliklar, yerli halklar,siyasi surgunleri ve ekonomik multeciler konularda ayrimcilik karsiti ilkelere saygiyi ileriye goturmektir.

4) Firsat esitligini ilerletmek

Yeni uye devletlerde kadin haklari alaninda Avrupa muktesebatinin tamamen uygulanmasini kolaylastiran tum girisimleri destekleyecegiz. Bu, Çingeneler gibi azinliklarin kadinlarini da içermesi gereken ozel proje ve programlar altinda yapilacaktir. Gelecek yillarda kadin haklarini kapsayan yonergeleri(direktifleri) derlemek ve guncellestirmek gerekecektir. Bazi yonergeler otuz yildan beri varlar ve cinsiyetler arasi esitlik uzerine moderne bir kurallar butunune donusturulmeyi hakediyorlar.Gelecek bes yilda, ozellikle uluslararasi suçluluk soz konusu oldugunda insan trafigine bir son vermek için çaba sarfedecegiz.Amacimiz kadinlarin ve genç kizlarin cinsel somurusunu sonlandirmak ve genisleyen Avrupa’nin sinirlari otesinde de harekete geçmek : Soz konusu olan yeni komsularimizda oldugu gibi gelismekte olan ulkelerde yasayan kadinlara de daha iyi davranilmasi.

Salı, Nisan 05, 2005

Avrupa için 44 oneri (1-2)


Avrupa Yesiller Partisi’nin 2004 Avrupa Seçimleri için hazirladigi « Avrupa için 44 oneri – Yesiller’in Avrupa Sozlesmesi » adli kitapçiktan her hafta 2 oneriyi çevirerek sitede yayinlamayi dusunuyorum. 22 haftanin sonunda bu kitapçigin tamamini turkçe’ye çevirmis olacagim. Onerilerin hepsini birden yayinlamamanin nedeni kisa parçalarin daha çok okunacagina ve (neden olmasin) bir tartisma olanagi yaratabilecegine olan inancim. Kitapçik 2004 yili için hazirlanmis oldugundan bazi konular guncelligini yitirmis olabilir. Ornegin Avrupa Anayasasi hazirlanmis durumda.Yesillerin onerilerini ana basliklar altinda toplamak gerekirse sunlari sayabilirim. Temel haklar,çevre, tarim, yenilenebilir enerjiler, firsat esitligi, egitim, GDO, hayvan haklari, sosyal guvenlik,issizlik,sehircilik,kamu hizmetleri,olum cezasi, kulturel çesitlilik, medya…Ilk iki oneriyi asagida bulabilirsiniz. Sozlesmenin ozgun hali için http://www.eurogreens.org/ adresine bakabilirsiniz.

1) Anayasal Reform için
Avrupa’nin bir anayasaya ihtiyaci vardir. Zira, hukumetler Konvansiyon tarafindan onaylanmis metinler uzerinde anlasma saglayamazsa genisleme ve demokratik bir avrupa hedefleri ortaya konamayacaktir. Yesiller yuksek duzeyde bir anlasmaya varilmasi için aktif olarak çalismaya devam edeceklerdir. Bunun için Avrupa Parlementosu anayasal girisimini ulusal meclisleri ve sivil toplumu dahil ederek yeniden baslatmaya girisecegiz. Bir anlasmaya varilsa ve Konvansiyon metni onaylansa bile Anayasa’nin Avrupa Birliginin somut politikalarini duzenleyen uçuncu bolumunu degistirmek için bir meclis girisimi one surecegiz. Yesiller, bu bolumu birinci bolume sokmayi basardigimiz ilke ve hedeflere, bununla beraber Temel Haklar Sozlesmesine uyarlamak istemektedir. Ayrica Anayasa’nin gozden geçirme sistemini degistirmek, tek tek devletlerin veto hakkina son vermek ve Avrupa Parlementosu’nun yasa onaylama gucunun genisletilmesi için mucadele edecegiz.Son olarak, Anayasa için yurttaslarin ve uye devletlerin ¾’unun onayinin alinmasi gereken ( ikili çogunluk) avrupa referandumu fikrini savunuyoruz.

2) Bugunden 2007’ye kadar Euratom anlasmasini yururlukten kaldirmak
Atom enerjisinin ilerletilmesine yarayan Euratom Antlasmasi anayasal, teknolojik ve çevre açisindan çaga uymamaktadir ( anakroniktir). 1957 tarihli bu antlasma gerçek anlamda hiçbir zaman gozden geçirilmemistir.Ustelik, 50 yil sonunda omrunu tamamlayan Avrupa komur ve çelik toplulugunu olusturan antlasmanin aksine Euratom antlasmasinin sure siniri yoktur. Imzalanmasindan 50 yil sonra yani 2007’de antlasmanin ortadan kaldirilmasini talep ediyoruz. Bu karardan sonra aktarilicak fonlar gunes, su, ruzgar, biomass gibi yenilenebilir enerji kaynaklarinin gelistirilmesinde kullanilmalidir.

Google
 
Web alterblogalisation.blogspot.com

Alterblogalisation

↑ Grab this Headline Animator